Yorgunluğum Sen Değilsin
Bugünler de yorgunluğu ne de çok yakıştırıyorum kendime,
Kızsana bana Yorgunluğum sen değilsin Öldüresiye iki laf etsene Kutsal’lara ihanet aldığımız nefes Gidelim buradan, Bir yoksula acımadan bakabilmeyi öğrenmeden dönmeyelim Gidelim buradan, Zenginlerin pisliğini fakirlerin temizlemediği zaman da dönelim Ne çok şeyler birikti sana anlatacak Ne çok özlemişim sana anlatmayı Kalbin de kurşun saklayan çocuklar şahit, Uçurtmaların da sahibi yok artık Asırlar öncesine git sen Hani şu, hakkında âyet’ler inen isimsiz kız çocukları zaman’ına, Kumlara, nefessiz kalışlara Gecenin sessiz karanlığına Annelerin çaresiz an’larına git Babaları tarafından atılmasına rağmen, Son cümlesi ’babacığım’ olan kız çocuklarını al rüyâ’na, Sar onları, sarmala Bir buse kondur yanaklarına Sonra, Al o kızların merhametini Savur şehrin kucağına Sonra dön bak yaşadığın zamana, Küçük kızların makyajlı simalarına Kreşlerde annesiz çocuklara Aç bak gazetelerin üçüncü sayfalarına; İntiharlara, Açlıklara, Tecavüzlere... Şimdi Kutsal kitaplarda arıyorum bizi Hiç olmazsa cümleler de yanyana oluruz diye, Ki Güzelim ne çare; Sen ayet ayet cennet ehlindensin Ben sûre sûre cehennem ehli! Bugünler de yorgunluğu ne de çok yakıştırıyorum kendime, Kızsana bana Yorgunluğum sen değilsin Öldüresiye iki laf etsene |
Kaleminiz daim olsun.
Sevgi ve saygılarımla...