Mum Işığında Bir Akşam
Mum ışığında bir akşam
Karanlıklara sıkışmış O pencerenin ardında Ben, duygularım Ve yalnızlığım Yaprak misali alevlerle dost Ve bir beden ki İncecik, sımsıcak Kendi kendini eriten post Sanki biten umutlarıdır Taşırken baş üstünde Vücudunu okşayan katilini Kendinden bir parçadır oysa Yavaş yavaş sona ulaştıracak Mağrur ve sevgili bedenini Seyreder, sonra yaşarır gözler Ardından gürültülü bir sessizliktir Bocalar kaynayan su sesi Düşünceler alevlerle dans eder Dudaklarda ise Özlem dolu gönül namesi —İçimde nice uzun yılların özlemi var Ah, ah Bu şarkılarda hep nereye kadar Arzulanan ölümsüz aşkların busesi Akşamların huzursuzluğu Derinliğin sonsuzluğu İçimin boşluğu Nereye kadar, nereye kadar Ve yine Kahrolası dingin yalnızlık Dışarıda ise Kızılca soğuk, karanlık Artık böyle sonlarla Böyle gözyaşlarıyla Hoşça kal diyor güneş Böylesine titreterek Böylesine sarsarak Duygularla gerçekler arasında artık Buğulu gölgeler arkasındaki cam Ve siz Gördünüz mü böylesine hüzünlü Mum ışığında bir akşam A. Kaan Özer |
Kahrolası dingin yalnızlık.
Dışarıda ise
Kızılca soğuk, karanlık.
Artık böyle sonlarla,
Böyle gözyaşlarıyla
Hoşça kal diyor güneş,
Böylesine titreterek,
Böylesine sarsarak.
Duygularla gerçekler arasında artık
Buğulu gölgeler arkasındaki cam.
Ve siz,
Gördünüz mü böylesine hüzünlü
Mum ışığında bir akşam?
tebrik ederim...
şiiriniz çok güzeldi...
sağlıcakla...