her şey tavında iken hep güzel olurken sen neden ki yar hiçbir tava mava gelmezsin oysa beni sırılsıklam eden değil mi o ağlaşan kara gözlerin gel de kulaklarıma fısılda biraz hoş nağmelerle az birazcık da olsa beni de mest eyle gönül gönle dolunca hiç doyulmaz ki tadından her şey doğru da dil kıvırması hep bir bahane zira aşkın iksiridir insanın ruhu cemaline ay bile dayanamazken neden yaparsın güle nazire içinin görkemine mest oluşumdandır gölgen oluşum de hadi hiç durma yollayıp da sapla o gözlerinin kem okunu hiç durma da çek istersen üstümden mis gibi kokunu
sabrıma her gem vuruşta filiz veriyor kahır yüküm sonrası da başlıyor sancılar sanki de ben bir cehenneme hükümlüyüm vuslat denen şey meşru zeminde duramıyorsa veya boynuma astığın yafta sahteyse de bakayım benim suç ve günahım da ne
bunca ayrılık gayrılık da kimin suçu kan aşırı yüklüyse kim taşıyabilir ki bunca yükü veya kaçı ölümüne vurgulu bir tutku tütüyorsa yüreğimden illa birde deli gibi yolmam mı gerek saçı yine mi ipe serdin kör olası o rüzgarında unun el insaf yani bir şey ya vardır ya da yoktur hiç bir şeyde ortası (hem tatlı hem tuzlu) olmaz ki bunun
elimde ki tarifini kırpıp kırpıp da biraz biraz katık yapıyorum şu garip gönlüme zamanzaman içimde eser gözlerinde ki o fırtına içimden dışıma doğru bir kor geçerken senli kökten gelen bir alt deprem var sanki de masum ve sen renkli olan gönül katım da bir kör düğüm atılıyor tüm bağırsaklarıma nedense hep sensiz olan o upuzun gecelerde sana ilgili ve iyi niyetli tüm düşüncelerime karşı tüm heveslerimi kusuyorum senin kayıtsız ve ilgisizliğine ve susuyorum ağzıma yastık bastırarak’tan duvarlarla konuşuyorum kör olasının lal diline rağmen
kurşuna dizilmiş gibi delik deşik olurken tümden ruhum senden gelen kasırganın kurbanı oluyor aşk hırsını fırlatmak için eğer ki bir uygun zemin arıyorsan sakın çullanma takatsiz kalmış şu gönlüme tabiatımda ki kuşlarla çiçekler gül ve bülbüle hasretken hiç üzebilecek bir insana benziyor muyum ben uyamam senin gözünde ki o nankör nefretine bu gidişle kalbin gün üstüne gün geçtikçe katı olacaktır desem de sen taş ne bilir misin
seyreyle de gör rezil ve kepazeliğini şu dünyanın senin gibi niceleri hep kapristen düşmüş köprü altlarına hala inadı inatsa eğer o posttaki saydıran yüreğinin bir sana bir bana yar ayak altı bir sabun kalıbı ile yüreğimizde ki kin ve nefret içinde bir anda kıç üstü düşebiliriz ama söyle bu sensiz ve bensiz düşüşte ne var düşmesine düşelim de nereye kadar...
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
- O ağlaşan kara gözlerin… şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
- O ağlaşan kara gözlerin… şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Ağlayan gözlere dönüp bakalım bakalım ki onun dünyası ağlamasın yürekleri dağlamasın ömürleri bağlamasın ölen hayatları insanlar bir ömür boyu yaşatsın *.*
sabrıma her gem vuruşta filiz veriyor kahır yüküm sonrası da başlıyor sancılar sanki de ben bir cehenneme hükümlüyüm vuslat denen şey meşru zeminde duramıyorsa veya boynuma astığın yafta sahteyse de bakayım benim suç ve günahım da ne yüreğinize salık sayın hocam saygıyla eğiliyorum seçkin kaleminizin önünde..
Anlatım., tam usta işi, Şiirde ki muhteviyat, sitem yüklü.. Ve bu enfes şiir, hakkıyla., hak ettiği değeri de almış.. Ustamı., içtenliğimle kutluyor, selamlarımı gönderiyorum.
sözleriniz akıcılığı ile herşey harikaydı.büyük keyif aldım Çok güzeldi severek haz alarak okudum, yüreğine kalemine sağlık, Yürek sesin daim olsun. saygılar hocam.....
seyreyle de gör rezil ve kepazeliğini şu dünyanın senin gibi niceleri hep kapristen düşmüş köprü altlarına hala inadı inatsa eğer o posttaki saydıran yüreğinin bir sana bir bana yar ayak altı bir sabun kalıbı ile yüreğimizde ki kin ve nefret içinde bir anda kıç üstü düşebiliriz ama söyle bu sensiz ve bensiz düşüşte ne var düşmesine düşelim de nereye kadar... dost şair yüreğin dert görmesin. gönül sesin hiç susmasın...
kurşuna dizilmiş gibi delik deşik olurken tümden ruhum senden gelen kasırganın kurbanı oluyor aşk hırsını fırlatmak için eğer ki bir uygun zemin arıyorsan sakın çullanma takatsiz kalmış şu gönlüme tabiatımda ki kuşlarla çiçekler gül ve bülbüle hasretken hiç üzebilecek bir insana benziyor muyum ben uyamam senin gözünde ki o nankör nefretine bu gidişle kalbin gün üstüne gün geçtikçe katı olacaktır desem de sen taş ne bilir misin
AZAP Hocam şiiri bir kaç kez okudum Çokta beğendim Tebrik ediyorum.
seyreyle de gör rezil ve kepazeliğini şu dünyanın senin gibi niceleri hep kapristen düşmüş köprü altlarına hala inadı inatsa eğer o posttaki saydıran yüreğinin bir sana bir bana yar ayak altı bir sabun kalıbı ile yüreğimizde ki kin ve nefret içinde bir anda kıç üstü düşebiliriz ama söyle bu sensiz ve bensiz düşüşte ne var düşmesine düşelim de nereye kadar...
Anlamlı dizeler muhteşem eser o güzel yüreğinize sağlık değerli üstadım kutlarım saygılar.
yüreğimizde ki kin ve nefret içinde bir anda kıç üstü düşebiliriz ama söyle bu sensiz ve bensiz düşüşte ne var düşmesine düşelim de nereye kadar... yine gönül telin şahlanmış dost varol