-HER DEM İSTANBUL-
Dün
İstanbul’da idim şafakla Boğazda martıları seyrettim usulca Gözlerim aradı bir müddet Bir şiir perisi Ayaz hafiften ısırır ne gam Yaz aranmaz bu mevsim. O Tarabya ki Arabia misalidir bir vakit Arızi bir durum kuşku yok ki Her devir odaklanır bakışlarım da Demini almamış zamanlar uzak dursun Bir otel ki Tokatlıyan Yeşilçam filmlerinin nazenini Hangi Chevrolet, bilinmez kapısında. Dizeler ki Burnu kaf dağında görünmüyordu Kireçburnu’ndan izlenen, bir gizli cihandı Acep hangi duyguları barındırırdı? Yağan kar da arıtmadı Bu arsız gönülden dökülen nağmeleri. Hangi nazenin hisler uyanır gönlümde? Bir canlı cenaze Sarıyer’de Yudumladığım bir fincan salep Hangi duyguların nefaseti her yudumda acep? Eski Ferah sineması neyin nişanesi bu dem? Kırık dökük anılar mı hemhal olur? Oysa bir cenazedeyim Sarıyer Camiinde bir öğle vakti Karşımda bir odun fırını Pişirmesi beklenir hamhalat duyguları. Defnettik bir yaşlımızı da Defettim mi dünyevi duyguları? Bir tabut omuzlarda Bir ümidim aile mezarlığında Yağan kar umulur ki arıtır Bu arsız gönlün sızılarını. L.T. |
Özlem Demirkaya &*.*&
Başınız sağ olsun abim üzüldüm *.*