BEN SEDASIZ AĞLARIM.
Her ne vakit "çat kapı"’yla gelip girsen düşüme,
Tan ağarır,sen gidersin,ben sedasız ağlarım İsterim ki kal yanımda,yola düşüp üşüme. Tan ağarır,sen gidersin,ben karalar bağlarım. Elim erse,gücüm yetse bir bukağı takmaya, Gök kubbenin rızasıyla yüreğine akmaya Her geceyi gerdek sayıp,al kınalar yakmaya, Arşı çadır,Mars’ı döşek,döşü yastık sağlarım. Her dervişin tek umarı,hemhal olmak Rıza’yla, Kavuşmaktır sevgiliye,sadrında ki azayla Yel saptırsa,yön saptırsa,yoldan çıksa kazayla, Sen mürşit,beni mürit sayar kalbi dağlarım. Geleceğin malum olsa bu günahkar gedaya, Kulak kesilirim hemen,karıncada sedaya "Duyarlar da göz koyarlar şu sendeki edaya" Korkusuyla kapıdaki menteşeyi yağlarım. Sen sökün ettiğinde yâr,karlı dağın ardından, Ben düşerim cılga yola, sığmam dâra derdinden El çekerim,vazgeçerim vatanımdan yurdumdan, Sele durur,sarpa vurur,durgun suda çağlarım. Korkarım ki bu gidişle makberimi kazarım. Bir taş dikip başucuna "kara sevda" yazarım. Görmez misin ey harami ben türaba uzarım Sen gelende davul zurna başlatırsın yuğlarım. |