Beş yıl kaldım Ankara’da Otuzbeş yıl geçti aradan Tam bir ömrün yarısı kadar Gece okudum, gündüz çalıştım.
Yüksekokul yılları Buzlu yollarda kaymaya Kömür kokusuna Lâpa lâpa yağan kara Ölüm korkusuna ve kavgaya Alıştırdı beni Ankara!..
Yenimahalle, 6.Durak Demetevler, 4. Cadde Ve Küçükesat’ta Kennedy Caddesi’nde oturdum.
Sabah erkenden, evden işe Yenimahalle’den Siteler İşten okula; Beşevler Okuldan eve gelmek zor durum Başlıbaşına bir telaştı; Kavgalar, gruplaşmalar Sokakta, otobüste vurup kaçmalar Anarşi sokak sokak Kol geziyordu o zamanlar Üstümüze yağan ya kurşun ya taştı; Karşıt gruplardan Azılı militanlar bana az mı sataştı; Bugün hâlâ yaşıyorum çok şükür İnanın bu çok büyük bir şans İnanılmaz bir tesadüftür; Kaçımız öldü, kaçımız kaldı Yürekleri ateş aldı!..
Üniversite şeh’ri Başkent’te olmak kolay değil Ciddi ciddi çatışırdık Siperlenir, yerlere yatışırdık Şimdi yaşananlar Yaşadıklarımıza kıyasla olay değil!
Fakat yine de Ankara uygardır Metro’da otobüste, duraklarda Araçlara iniş binişte Gişede alışverişte İnsana insanca sevgi, saygı vardır...
Boş zamanım olursa Gençlik Parkı’na giderdim Atış talimi yapmayı Hedefleri peşpeşe patlatıp Yere indirmeyi çok severdim; Ağzı açık kalırdı gençlerin Soyadı Nişancı olur da Attığını vuramaz olur mu kişi; Dedemden öğrendim ben bu işi!
Ne güzeldir Kuğulu Park Oturup bir kanepeye Dakikalarca seyrine bakmak; Her yer sakin olmaz Ankara’da Çarşı pazar tıklım tıklım İş hanları, Kızılay Meydanı Ulus, Opera; bir aşağı bir yukarı Gelip giden insanlar Bakanlıklar, Konsolosluklar, Çankaya Her türlü lisan var!
Büyük önder Anıttepe’de Anıtkabir’de yatıyor Ankara’nın kâlbi orada atıyor Atıyla Atatürk Ulus meydanında Ulusuyla şaha kalkıyor; Orada ilk meclis binası Orada temellendi devrimler, Çağdaş Cumhuriyet Demokrasinin en hası; Atatürk, ulusumuzun ve dünyanın Gelmiş geçmiş En büyük devrimci dehası!..
Ankara deyince Bir de sarı saçlı bir kız gelir aklıma Harbiden tutulmuştum ona Ayrılık ne kelime Ama bir yakını taş koydu tekerime Kısmet olmadı bana, Aklıma geldikçe burkulur içim Hâlâ ’Zeyno Türküsü’ çalar Ağlarım yana yana!
Karaman’ın sarısıydın Sen kâlbimin yarısıydın Seni nasıl unuturum Gözümün ilk ağrısıydın
Sana gönül kapım açtım Uçup gittin sarı saçlım Çöl ovaya darı saçtım Saçı püskül sarısıydın
Ayrılıktan ne mi çıkar Od düştüğü yeri yakar Kâlp erir mum gibi akar Gönlümün bal arısıydın
Yarım kalan bir sevdayla Koptu kâlbimde vaveyla Vakitsiz bir elvedayla Onulmaz kâlp yarasıydın
Aktaş dokun haydi tele Sevdayla karışsın yele Selâm Zeyno sarı güle Bahtı kara birisiydin
Ankara, Ankara; gelip geçti zor yıllar Düşünme artık kara kara Yeşerdi ’Bozkırdaki Çekirdek’ Bak Cumhuriyete, o büyük çınara; Hitit Güneşi ile çağdaş medeniyet Kadim millet boy verecek sonsuza dek!..
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
ANKARA şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ANKARA şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Kalemin susmasın
______________________Selamlar saygılar