PUTPERESTLİK SANATIŞiirin hikayesini görmek için tıklayın YUKARIDAKİ RESİMDE, RAHMETLİ BAŞBUĞUN HUZURUNDAN KOVDUĞU, BİR GRUP PUTÇUNUN, PUTUYLA BİRLİKTE ALANI TERK EDİŞİ GÖRÜLMEKTEDİR.
TÜRK ÎSLAM TARİHİNDE PUTPERESTLİK DÖNEMİ Öncellikle böyle bir başlığı neden attığımı merak edenlerin merakını gidereyim. Çünkü; Türk ve İslam tarihinde putperestlik diye bir kavram söz konusu bile değildir. Böyle bir putperestlik olabilir mi, buna Türk milleti müsaade eder mi, Allah’ın överek yarattığı bir millet ve dinde putperestlik söz konusu dahi olamaz bunu hatırlatmaktaki maksadım uyanık olalım. Bizler ne kadar rehavet içerisinde kendimizden emin olsak da, su uyuyor düşman uyumuyor. İste her zaman olduğu gibi, iç ve dış mihraklar böyle bir kavramı oluşturabilmek, halkımız arasında yaygın hale getirebilmek, putperestliğe alıştırabilmek için çok yoğun bir tempo ve çabanın içerisindedirler. Çok çeşitli meslek dallarından misyonerlerin destekleyip içimize sokuşturduğu ve sızdırdığı bu putperestler ve putçular yavaş yavaş benliğimizden, kimliğimizden, kişiliğimizden ve dinimizden uzaklaştırmaya yönelik çalışmalarına tam hız devam etmektedirler. Bunlar kendilerine düşman gördüğü ve seçtiği kimselere karşı çok acımasız insafsız ve ahlaksız bir şekilde saldırabilmekte her türlü hakaret iftira ve küfür edebilmektedir. Seçtikleri düşmanın kadın çocuk veya yetişkin biri olması hiç önemli değildir. Yalnız yakaladıkları düşmanlarını linç edebilmek için toplu halde on kişiyle tek bir insana saldırmaktan, linç etmekten utanmazlar sıkılmazlar çekinmezler. Tek başlarına oldukları vakit kuyruğunu kıçının arasına alıp kaçan bir çakal gibidirler. Ne Türk tarihinde ne de İslam tarihinde bizler, sayıca ve güç olarak düşmanlarımızla hiç bir zaman denk olamamışızdır. Hiç bir düşmanımıza gücünün üzerinde bir güç kullanmamış bir kişiye karşı toplu olarak asla saldırmamışızdır. Buradan da anlaşılacağı üzere, Türk İslam düşmanları, Türk İslam örf ve adetlerini, ve ahlakını bilmedikleri için, daha doğrusu içine sindiremedikleri için, böyle bir meziyeti gereksiz görüp, fıtratlarının gereğini yerine getirerek kalleşçe, kahpece saldırmakta bir anormallik görmüyorlardır ve görmemişlerdir. Bilakis böyle bir düşünceyi, böyle bir meziyeti ahmaklık olarak görüyorlardır. Dünya kamuoyunun önünde yaşanmış bir olayı dikkatlerinize çekmek istiyorum. Yıl 1995 aylardan Ağustos. Yer Kayseri Erciyes Yaylası’nda yapılan, Türk milliyetçilerinin her yıl geleneksel olarak toplandığı Erciyes Kurultayı. Bir grup putçunun yaptığı putuyla gururlanarak, övünerek, ekibiyle birlikte Erciyes Zafer kurultayında Başbuğ Alparslan Türkeş’e hediye etmek üzere, halkı yararak geldiğini gören Başbuğ konuşmasını yarıda keserek, şu tarihi çıkışını yapmış, putçulara unutamayacakları bir ders vermiştir: "Yerinizde durun, ortalığı karıştırmayın, indirin onu (o putu) aşağıya, siz putperest misiniz?... Türk tarihinde putperestliğe yer yoktur." bu sözün arkasından putperestler putuyla birlikte alandan hemen uzaklaştırılmışlardır. Lakin bu ebucehil karpuzları, bu girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanmasını hiç içlerine sindirememişlerdir. Hâlbuki Türklerin Başbuğu, huzurundan kovmamış olsaydı putperestleri, şimdi işleri daha kolay olacaktı, denilecekti ki (!) Milliyetçiliğin Ülkücülüğün birinci şartı herkes evine bahçesine birer kurt putu yaptırmalı ki Ülkücülüğünü ispat edebilsin. Hala içimizde yer edinmeye çalışan bu putperestler, putperestliği, putçuluğu bir sanat gibi göstermeye çalışıyorlar. Halbuki İslam putu ve putçuluğu 1438 yıl öncesinden Tarihe gömmüştür yasaklamıştır. Hz. Ömer (r.a.) anlattığı bir kıssa vardır hepinizin bildiği: "İki şey vardır unutamadığım: Birincisine gülerim, ikincisine çok ağlarım buyurur. "Birincisi; helvadan put yapardık, yaptığımız putları satmaya götürürdük, satmaya giderken yolda acıkınca, kendi ellerimizle yaptığımız ve aynı zamanda taptığımız, bu helvadan putları yiyerek karnımızı doyururduk. Şimdi bu Putperest halimizi düşündükçe halen gülerim. İkincisi; ağladığım olay, kendi öz evladımı kızımı sıcak çöllere gömmek üzere yanıma aldım, düştüm yollara, başladım çölde mezarını kazmaya, güneş yukarıdan, sıcak kum aşağıdan beni yorup terletmişti ve anlımdan boncuk boncuk terler akıyordu. Kızım dedi ki babacığım gel şuraya otur biraz dinlen diyerek eteğinin ucuyla anlımdaki terleri siliyordu, ben ise yine vicdana gelmeyerek onun mezarını kazmaya devam ettim ve onu mezarına yatırıp üstünü çabucak kapattım. İşte bu hadise aklıma geldikçe halen kendimi tutamam ağlarım" der. Ey yüce Rabbim İslam ne büyük bir din ki, böyle bir putperesti, böyle bir katili dahi İslam’la şereflendirdikten sonra Cennetlikle müjdelenmiş on kişiden biri yapıveriyor. Peki, hem Müslüman hem putçu olduğunu söyleyenleri, yaptığı putlarıyla övünenleri, nereye koymalı, hangi kategoriye oturtmalıyız. Bunlar gerçek Müslüman mı yoksa Müslümanla dalga geçen, alay eden putperestler mi? Atamız Hz. İbrahim (a.s.) Nemrut’la mücadelesinde, her türlü hakaret, iftira, küfür ve işkencelerden geçmesine rağmen pes etmemiş. Dağlar kadar toplanan odunları ateşleyip, mancınıkla ateşin ortasına fırlatılmasına rağmen, ondaki o iman görülmeye değerdi. Allah’a tam tevekkül etmiş, narında hoş nurunda hoş ya Rabbi diyordu. Kuşlar bile gagasında ateşi söndürebilmek için su taşırken, putperestler İbrahim artık bu ateşten zor çıkar diyerek zevkten dört köşe oluyordu. Lakin, herkesin bir hesabı varsa, Rabbimin de bir hesabı vardı. Bir de ne görsünler İbrahim ateşin ortasında Rabbine şükrediyordu, Allah ateşe serin ol İbrahim’i yakma diye buyurmuştu. Nitekim ateş İbrahim’in kılına dahi zarar veremedi vermedi. Hz. İbrahim ateşten sağ ve salim çıktığında, putperestler ve Nemrut bu seferde, bu adam büyük bir sihirbazdır dediler. Allah’tan başka hiç kimseden yardım almadan putçuları ve putperestleri şaşkına uğratan, Nemrudu ve tahtını yerle bir eden Atamız Hz. İbrahim’e layık birer evlat olmak istiyorsak, Nemrudun çocuklarına karşı, inananları birleşmeye çağırıyorum. Birlik ve beraberlik içerisinde cesurca bir mücadeleye çağırıyorum. İnanmayanları da ilk önce İnsan olmaya, İslam olmaya ve Türk olmaya Davet ediyorum.Çünkü er veya geç putlar, putçular putperestler ve kafirler hüsrana uğrayacaklardır. "Kâfirler istese de istemese de Allah Nurunu tamamlayacaktır". Cumanız mübarek olsun Saygılarımla Ali Dere PUTPERESTLİK SANATI Sanata bak sanata, put yapıp da sapana Lanet olsun putlara, onu yapıp satana Hak yol İslam dururken, batıla hep tapana Lanet olsun putçuya, Türk’e çamur atana Lanet olsun fitneyle bir olup da çatana Nemrut’ta bir zamanlar putuyla övünürdü Dağların tepesinde Rabbine sövünürdü Gün geldi, tokmakla hep, başını dövünürdü Lanet olsun, düz yolda, durup mil’e batana Lanet olsun işine, puştluk hile katana Hazreti Ömer bile, bu yoldan geri döndü İslam’la şereflendi, Allah’a giden yöndü Şeytanın hevesleri, ümitleri hep söndü Lanet olsun İblise, pirim verip yatana Lanet olsun şeytanın, çocuğunu tutana Ebucehil’lerin hep, nesli bitti sanırdım Riyakar münafıklar, hepsi gitti sanırdım Halbuki bir bakışta, hemen nasıl tanırdım Lanet olsun yüzsüze, yüz yok ki hiç utana Lanet olsun namerdin lokmasını yutana Ali Dere (Derebey) Cumanız mübarek olsun.
PUTPERESTLİK SANATI
Sanata bak sanata, put yapıp’da sapana Lanet olsun putlara, onu yapıp satana Hak yol islam dururken, batıla hep tapana Lanet olsun putçuya, Türk’e çamur atana Lanet olsun fitneyle bir olup’da çatana Nemrut’ta bir zamanlar putuyla övünürdü Dağların tepesinde Rabbine sövünürdü Gün geldi, tokmakla hep, başını dòvünürdü Lanet olsun, düz yolda, durup mil’e batana Lanet olsun işine, puştluk hile katana Hazreti Ömer bile, bu yoldan geri döndü İslamla şereflendi, Allah’a giden yöndü Şeytanın hevesleri, ümitleri hep söndü Lanet olsun iblise, pirim verip yatana Lanet olsun şeytanın, çocuğunu tutana Ebucehil’lerin hep, nesli bitti sanırdım Riyakar münafıklar, hepsi gitti sanırdım Halbuki bir bakışta, hemen nasıl tanırdım Lanet olsun yüzsüze, yüz yok’ki hiç utana Lanet olsun namerdin lokmasını yutana Ali Dere (Derebey) Cumanız mübarek olsun. |