GÜLZAR-I AŞK
Nihavende peşrev çekiyordu koyu gölgeler
Güneş nursuz doğuyordu şahikalar ardından Vakitlerden tevafuk zamanıydı Vakitlerden sabah ezanıydı. Kahve acısı gözlerinden kurşuna dizildim. Her ömür gençliğinden vurulurmuş. Vurulduğum Ve hatta dirildiğim yerden gelmiştim sana. Uzattığın o avuçlarına Kanadı kırık ama öfkesiz Kuşlar bırakmıştım sana. Şimdi var ya, şimdi Yaşanmış ve yaşanacak ne varsa aşka dair Teninde tuzumu Dudaklarında izimi Tümünü sana bırakıp Ve dönüp yüzümü Dört kitabın kıblegahına Ademî yeminler ederek Elif dedim Rahim dedim Rahman dedim. Bir gülzar-ı aşka Yolum dedim. Şimdi var ya, şimdi Sen beklemenin sarkaçsız saatlerinde Her sabah ezanında Yollarıma bağdaş kurup Eyyüb sabrıyla yıkanırken, Benim üzerime ateşler yağar arş-ı alâdan. Gözlerim odamın beşinci duvarında Katmer katmer, kor alev şule olurum geceleri Yorgun yatak kuşları tüner göğsüme. Defalarca öldürürüm bu saatlerde seni. Yeniden başverip dirilirsin. Kınadığım, Kendime bile çok gördüğüm Ey ciğerimdeki kördüğüm. Seni ne çok sevdiğimi En iyi sen bilirsin... Vedat Yaman |
Kalemin susmasın
_________________________Saygılar selamlar
Işık Mehmetali tarafından 1/8/2016 6:59:12 PM zamanında düzenlenmiştir.