Senin,beni sevdiğinden daha çok sevdim.
Kaldırımlarında kaldırılmayı bekleyen sokak serserisi olmuş ellerini tuttuğunda tir tir titreyen bedenim,
Şimdi,bıraktın diye mi titriyorum yoksa ? Basıp geçtiğin her adımında paspas misali serilmişim yerlere, Düşmüş yollara,üzerine düştüğün bu adam, Adamlığını çıkarıp atmış o çok sevdiğin denize... Ölüyorum,yavaş yavaş ölüyorum görmüyorsun. Ben,görüyorum işte.. Kim daha çok seviyor sorularının cevabını şimdi verebiliyorum. Ben daha çok sevmişim. Hemde senin doğumgünümde,doğum yaptığını bile bile sevmişim. Görmüyorsun ama ben ölüyorum.. Ateşe veriyorum sana salıncak kurup salladığım ormanlarımı.. Yanayım istiyorum içinde bende. Belki biraz olsun çözülür buzlarım, Belki biraz da aydınlanır gece.. Sahi ölsem üzülürmüsün ? Ne üzüleceksin be kadın.. Sen nasılsa evinin içini ağlamalarla,gülmelerle dolduran çocuğu büyütmenin telaşındasın.. Neden yanmıyor ki bu lanet çakmak.. Hadi ufak bir kıvılcım olacak dindiren bütün acılarımı. Zaten son bi sigara dumanı daha üfürmeliyim adının kazılı olduğu şu ağacın ciğerine ciğerine.. Sonunda yandı sigaram.. Sonunda aydınlanacak gece, Sigara bitti.. Görmüyorsun ama ben ölüyorum. Ölüm soğuk diyenleri yalancı çıkarırcasına ölüyorum. Isına ısına,çözüle çözüle buzlarımdan.. Kalıbımdan çıkıyorum,kalıbımdan utanmadan. Duyduğunda olur ya telaş yaparsın,için sızlar da kederlenirsin; Kederlenme,yeni doğmuş bebeğinin hatrına üzülme,sütten kesilirsin. Bunu ona yaşatmaya hakkın yok. Ben gidiyorum,kendine ve ona iyi bak... Çağlar Öcal |