2
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
936
Okunma
Dostu
İnciten
Lafın
İçin yakarken
Narı,
İksirlerden de çare bulunmaz imiş…
Tüm
Evreni
Rastlantı
Bilenler de
İçip
Yediğine
Esir imiş...
Eyyy
Tövbelere
Müptela
Evlat,
Diken
Ekenin gül biçmesi
Nerede görüldü,
Öfkeyle
Nehirlerini
Coşturma, köpürtme köpürdükçe
Evin barkın ,bağın bahçen harap imiş
Yaşam
Üzerindeki
Rantlara
Eğilen
Gurursuzun
İçinde de
Ne yazıkki
İnsanlık bulunmaz imiş…
Tefekkür
Eden için
Rahmet
Bulduğu
İmiş...
Yokluk da , varlık da
Ehemmiyetsiz imiş….
El dediğinden duyduğun
Tatlı sözün aslı
Çileymiş
Üzüntü imiş….
Ne ararsa
Kendinde arayanın
Üzüntüsü, sevinci
Sabahı , akşamı
Ölümü, yaşamı
Zemherisi, baharı bir imiş….
Yol
Üstünde bir çeşme buldun,
Rüzgara
El sallayan
Kavakların gölgesinde…
Toprağın
Endişe etmeden içtiği su
Nasıl içilir imiş?
Görmedin ki kaynağını
Elmas , altın kaplı olsa da ağzı…
Lakin
İçilenin kaynağını kapatan
Rögar kapağı imiş…
Denizlerde
İnciler aradık
Lüzumsuzun lüzumsuzu iken,
Durup dururmuş meğer
En başından beri yanımızda,
Nihayete hürmet başlangıçta imiş…
Çaldığımız ateşlerin
Işığıyla
Karanlığımızı aydınlatırken,
Aradığımız kandil
Ruhun sükunetinde gizli imiş…
5.0
100% (3)