Sıkıntılar misafirdir, gelir ve gider. Önemli olan gönderenin hatrına misafire sabır etmektir... ( Hz. Mevlana)

...
Söylenen gibi
Irak yerin haberini
Kervan getirdi..
Islah edilmek için
Nadasa razı olan
Toprakta da
Irmaklar
Lütfedenin izniyle
Allı, morlu
Renkler bitirdi...

Muaşeretten yoksun
İşaret bekleyen biri de
Süleyman’a gitti
Ayaklarına kapanıp
Ferman
İstedi..
Rıza göster de
Dilerini bileyim hayvanların
İzin ver ,
Rahata ereyim dedi..

Güldü Süleyman
Eğlenme benle,
Latife edersin
İstediğini kimse dedi;
Rüyasında bile görmedi...

Ver istediğini diye
Emir gönderildi...

Gelince eve gözü
İlişti
Didişen köpekle horoza
Ekmeğimi neden yedin dedi köpek
Rızkımı niye yedin diye ağlamaktaydı...

Önemseme bunu dedi horoz,
Nasıl olsa yarın
Ev sahibinin
Merkebi ölecek sana da
Lokma düşecek
İstemediğin kadar...

Olacakları duymanın
Lütfu ile sahip
Aceleyle sattı merkebi
Neşesinden ağzı kulaklarına değdi..

Geri dönünce eve duydu;
Öfkeyle köpeğin horoza ,
Neden yalan
Dolanla kandırdın beni...
Endişelenme dedin
Rızkımı
Ev sahibim pazarda sattı
Nasıl bir
İblis sen
Neden beni kandırıyorsun, dediğini...

Horoz ,
Anlamadım nasıl oldu ama,
Tasalanma , yarın köle
Rahatsızlanacak ,
Ilık,sıcak
Nafakan
Ayağına gelecek dedi..

Müjdeydi bu ev sahibine
İçi içine
Sığmazken sevinçten
Aldı götürdü köleyi, hem de yüksek
Fiyata pazarda sattı...
İstedikleri olduğu içinde
Rabbine
El açıp şükretti...

Sırada kendisinin öleceğini duydu sahip,
Alıp pazara götüremedi kendini
Bilmedi küçük dertlerin
Izdırabına katlanana
Rabbim vermezmiş büyük derdi...

Ebedi huzur için de;
Tasayı, sıkıntıyı, yoku, varı hepsini
Mevla
Evinin
Konukları bilip
Tebessüm
İle Eyüp gibi
Rıza göstermek gerekti...

...