Tayfa Domates Gündelikçisi
gök,
nihayet püskürttü içindekileri. serpti kinini, nefretini yolun, yolcunun üzerine. ardımdan bir çift elin kapaması gibi, gözlerimi; şimdi, çatıların ve tüm eşyanın kapanık, gözleri ve dili. suçsuz fakat bir suskunluğa teslim etmiş, kendini. üstelik kararınca örtünmüşler beyazı, ne eksik ne bir fazla. her bir varlğa adil dağılmış, sevinç buna. hiç de itiraz yok. aklın, ağzı açık. takati mi yok konuşmaya? solgun bir çiçek misali, kainat. usulca yummuş gözlerini. ve halsiz dalları eğik. ve şimdi bin atlının gelişini gözlemekte, yer ve gök. olur da, terkisine bindireceği Güneş Ay’dan aydınlıklar damlatır ılık bir yaz gecesi. olur da, bir renk cümbüşünün kahkasına eşlik eder toza toprağa bulanır, sokak arkası oyunlarında. belki o vakit, bir hastane teçhizatının soğuk ve donuk bakışlarıyla selamlaşmanın ağırlığını da atarız meskun damarlarımızdan. |