...TANYERİ MERDİVENİ...Korsan sinsiliğinde masumane yaklaştı akla ziyanlık Bin niyaz sabırla dokunan Rüyaydı nakış yolunda Tökezleten sermestliği sarsıntılarıyla İnce bir ayar tutturulmuş ney sesinden Ağıtlar yükselirken Elleri ceplerinde ıslığın Umursamaz kara defteri Gece pencereye ilk tıkladığında Kadehler dolusu hırçın deniz dalgası yudumlandı Aldırmadan boğaza kılçık deniz yıldızlarına Öyle ki Sarmaş dolaş oldu gök ve zifiri Biri özgürlükken biri esirlikti Kıyılardan aşırılmış çocuk bilyeleri Sattı istemeyerek renklerini Hatta mecburiyetten hibe etti Büyüdü gölge içine dönük bedende Kendinden korktu nida kuytu yankılarında Gökte halay telaşındayken ay yıldız Suya yansıdı aksi Büyüleyici bir o kadar da geçiciydi Bir adım ötede Uzadı da uzadı penceredeki Tanyeri merdiveni Basamaklar alabildiğine dikenli Basamaklar kırık Görünmez tuzaklardı boşluktaki şekli Tene gömüldü sıralı dişleri Teni deldi Üşenmeden can parçalarına Bir bir mezar etti sessizliği İşi bitmeden pansumanları saklayıp Gece sabaha vurdu kendini O dalga geçen kıvrık dudaklarından Bir martı uçurdu göğe Dedi ’Bekle’ Gün geçer mi şimdi Gözler koşturan yelkovana kilitli Bilir günün doğum sancılarını Bilir inlemelerini Kıvrana kıvrana doğuracak yine geceyi... ASLI DEMİREL... |
Biri özgürlükken biri esirlikti
zıt kavramlar güzel anlamlar katmış...kutlarım