bir fincan kahve
Seninle,
bir masada içemedik acı bir kahve denize karşı ama paylaşmıştık içten acımızı. Ufuklara bakarak acıdıkça acıtan, kıvılcımlarla dolu Görmeden yürek çarpıtan bir sevdaydı bu. Paylaşılan bir yürek, kıvama ermiş bir sevdadır tüm şehir şimdi bizi bekliyor, ayakta seyretmek için, ölmeyen, içli sevdamızı... Bazen içimde ölü bir şehir gibiyim, desem de kurşun bir kez öldürürmüş insanı, bilsem de her gün kendimde yaşıyorum bunları, Acı yüklü kalbimin, gönül sokağında. ama şunu öğrendim bu arada sevgi ömür boyu inançla taşınan bir yüktür ama onurlu ve hafif! Ama naif ve derinden! Ama hissederek, Gönül diliyle ve kalben biz mi? Biz sevdayı, sevmeyi öğrendik Mekkeli bir yetimden.... yusuf erdoğan/konya |