Çok Şey Değişti Usta
Dönüp bu diyarlardan gittiğin günden beri
Ne kar yağar ne yağmur iklimler kurak şimdi Bir dava ki baş koyan kaç gönüldür beheri Sema’ya kanat çırpan menfaat Burak şimdi Akla sığmaz işkence görülür bize reva Öyle büyük cinnettir aramak derde deva Aymazlık tavan yaptı fetva üstüne fetva Alim ganimet arar cahili bırak şimdi Değerler alaşağı çul çaput oldu mihir Ekmek, hava, su, erdem yutulmayacak zehir Dağlar fare doğurdu yokuşa aktı nehir Çırak baş tacı oldu ustalar çırak şimdi Parmak üstü yükselen cüceler bir dev oldu Parklar yollar bahçeler gösterişli ev oldu Gürül gürül çağlayan ırmaklar alev oldu Taş eksen elmas biten ovalar çorak şimdi Bir vurdumduymazlık ki başımızı bürüdü İlim haysiyet onur izbelerde çürüdü “El insaf” diyen vicdan Hakka doğru yürüdü Ölüm büyük kurtuluş mezar son durak şimdi Kardeşliği birliği kopmayan halat sandım O sonsuz irademi bükülmez pulat sandım Ömrümün son demini müjdeli vuslat sandım Şu benim akıbetim büsbütün firak şimdi Geldi din tüccarları mezarlar oldu yatır Eski dostlarla şimdi kalmadı gönül hatır Dediler ki “seç beğen ya kırk katır ya satır” Korku dolu içimi sardı bir merak şimdi Körpe kuzuya kurdu “hay” ettiler efendim Malı mülkü emeği pay ettiler efendim Bir topal merkep vardı tay ettiler efendim Sayın, mistir, efendi oldu tumturak şimdi Talimat yukarıdan el indirip el kaldır Çok itibar görüyor anadan üryan baldır Çam değil anzer değil bu ne lezzetli baldır Günüm, anım, saniyem yıl kadar ırak şimdi Her köşe her mekânda kokun var buram buram Gün aşırı kanıyor kalbimde müzmin yaram Bırak rüya görmeyi bana uykular haram Yastığım yün tarağı yorganım pıtrak şimdi 26.12.2015 Kütahya |