Hicâpnâme ve NasreddinCe
Gökkubbeye yükselirken duâlar, açılır eller...
Yağmur değil yağan..! Gökyüzü tanır riyâmızı; Bakın nasıl ağlar..! Dikilmiş semâya Hâk’ka uzanmakta minâreler... Ezan değil usul usul çiseleyen! Ufuk utanır hayâmızdan, Bakın nasıl ağlar..! Huşû içinde saf saf dururken yücelerde melekler... Sahte değil, dilenen..! Âr ederler yalanımızdan, Bakın nasıl ağlar..! Ve çöker gündüze nihâyetinde zifiri karanlıklar... Yas değil tutulan! Hicâb’ederler edebimizden, Bakın nasıl ağlar..! O karanlıklar ki, görür görmeyen kalp gözümüzü! Sırf insanlık hatırına örtebilmek için, Karanlıktan da kara Her iki yüzümüzü..! Kederli/Almanya, 26.12.2015 .................................................................................................................................. NasreddinCe Kederli -Hocam, siz çok aydın ve güvenilir bir insansınız. Gelin, sizi bir dahaki seçimde başbakan seçelim. -Yok evlâdım, benim işim kadılık, siyâsetten hiç anlamam. Ama seni seçelim, istersen, ne dersin? -Ama Hocam, ben beceriksizin biriyim..! -Bu kadarcık mı? -Dahası çok var Hocam. -Söyle bakalım, nedir onlar? -Ben yalan söylerim, bugün dediğim, yarınkine uymaz, atar-tutarım, tahrikçiyim, komşularımla hiç iyi geçinemem, asar-keserim, benden farklı düşüneni düşman bilirim, bana muhâlif bildiğimi içeri atarım, yolsuzluklara gözyumarım, gazete, TV kapatırım... -Yeter evlâdım yeter..! -Ben iyi bir siyâsetçi olamam, değil mi Hocam? -Tam tersi, cumhurbaşkanı bile olursun..! |