Sarıkamış Şehitleri Şiiirleri
Gelinlik giyinmiş körpe kız gibi
Karlara serildi Sarıkamış’ta Mevsimler ağlaştı gece buz gibi Şafaklar gerildi Sarıkamış’ta Mehmet’im çarıksız Yemen’den geldi Şehadet gürledi sonsuzu deldi Gök mavi yer beyaz kefeni aldı Ak yaşlar nar oldu Sarıkamış’ta Yıldızlar ağlaştı bulutlar indi Yokluklar yok oldu varlık silindi Namlular yırtıldı taşlar delindi Bir tarih yarıldı Sarıkamış’ta Istırap çilekeş dereleri kar Dikenli tabyadan esiyor rüzgâr Susun! Şehidimin söyleşisi var Basiret kör oldu Sarıkamış’ta Küfrün azgın devri magmaydı vatan Ölüm çığlıkları amansız meydan Ferhat’ın çığlığı seni anlatan İrade buruldu Sarıkamış’ta Vuslat harekât der müjdeyi bekler Ağlaştı mevcudat ve de melekler Hoşaftı menusu yağsız yemekler Öğünler bir oldu Sarıkamış’ta Yaram çok ağırdır çıban çok derin Apansız çıyanı dipsiz çemberin Cilvesidir lâkin buda kaderin Silahsız vuruldu Sarıkamış’ta Beyaz uykudaydı koca bir ordu Dağ taş susuyorken komutan sordu Mekân konuşuyor beden mosmordu Pak beden mor oldu Sarıkamış’ta Çığlık yığınağı doksan bin fidan Şavkı göğe vurdu süzülmüş yatan Balkanlar Kafkasya Şırnak Ardahan Şehitler soruldu Sarıkamış’ta Şehit bu tarifi gelmez dilime Ziyası izahsız altın kelime Vefakâr ses verir cümle âleme Âşıklar var oldu Sarıkamış’ta Kutsal pervanesi o gün niyetin Mehmet’te doğuşu samimiyetin Övülmüş milleti sen ki ümmetin Zor nizam kuruldu Sarıkamış’ta Müfrezeler uyur karla el ele Mavzerlere yaslan üşü gecele Adanmışlar kefen sarmış ecele Mevziler yoruldu Sarıkamış’ta Şüheda vadisi ne büyük mana Sırt sırtta diz dize yatar yan yana Asımdan emanet bu toprak sana Pir Mehmet pir oldu Sarıkamış’ta Sarıkamış dinle tarih seslenir Mâziyle beklenen renkler hislenir Kan-ter yudumlayan ruhlar süslenir Emr-i Hak verildi Sarıkamış’ta Ne çok şey anlatır bir mezar taşı İmanla beslenir Hakk’ın savaşı Şairin efkârı birkaç gözyaşı Islanıp kar oldu Sarıkamış’ta Şehitler ölmez hay, şehit her yerde Sefere gittiler dönmez seferde Seyreyle rikkatle aşk perde perde Cennete girildi Sarıkamış’ta Ömer Ekinci Micingirt ------------------------------------------------------ Bir Başka Güfte Var Sarıkamış’ta bir beyaz güfte Sarıkamış’ta küskün bir eda ile sarar beni bir matem gözyaşlarım dökülür gaipten sesler gelir kör kağnılar gıcırdar ızdırap şarkısıyla tasalara bürünür gömülürüm sihirli ağıtlara… bambaşka yankılanır Sarıkamış, bambaşka. sonra ruhumu sarar efsunlu musikiler. geceye bir sessizlik yayılır siner çileli geceler uzanır da uzanır doksan bin şehit uzunluğunda… derken bir düşünce alır götürür beni Allahuekber dağlarına bulutlarla birlikte zaman durur, hayat durur, yaşlar donar ayazın kucağında karlara her dokunuşta yutkunur yutkunur boğulurum birkaç kez ayazın en kırak yerinde duygularım kâh coşar kâh emekler Sarıkamış ah Sarıkamış … şehitlerin mekânı hüzünlerin diyarı her tarafın ızdırap ızdırabın türküsü her tarafın bir destan bir destanın öyküsü kim bilir belki de Sarıkamış bir perde mi ne vuslata açılan tarihin son sayfasında, ruhum soluklanır duygularım dirilir karlar okşar baharın çehresiyle her Sarıkamış duyduğumda… ateşin donduğu ölümün gülümsediği ölümün hayat bulduğu yer Sarıkamış yanar kelimeler aşkla AllahuEkber dağlarında her bahar kardelenler açınca. köpürür şehit kokulu dereler kar sularıyla Hu deyip akar her mevsim baharın kucağında öt bülbül öt işte tam zamanı ötmenin gülde burada gülistanda her tarafım bembeyaz her tarafım yemyeşil gelin odası mı ne beyazın ikliminde şehitliğin her rengi konuş susmak yok yanık sevda bu susmak yok konuş sen konuş sarıçam sen şu Merzifonlu Mehmet bak buda Şırnaklı Hasan nasıl da yakışmışlar yan yana ve sırt sırta utansın Gabar dağı utansın şahadetsiz hortlaklar konuş Sarıkamış konuş söyle neden sessizlik bu ne dertli sessizlik sükûtta üşüyorum bu suskunluk nedendir hem sitemin kimedir... Ömer Ekinci Micingirt --------------------------------------------------------------- Sarıkamış’ta Bakışlar karakış göğe dikildi Mevsimler ağlaştı Sarıkamış’ta Körpecik bedenler kara ekildi Nur arşa ulaştı Sarıkamış’ta Sineler buz tutmuş, yatar ayazda Kimi yolun bekler kimi niyâzda Ağıt anlatamaz duyguda sazda Hür vicdanlar kıştı Sarıkamış’ta Bu nasıl bir tufan aman Allah’ım Ürperdim irkildim sarstı günahım Gözyaşım azığım duâ silahım Kara civan düştü Sarıkamış’ta Kafkaslar ve Bosna yandı ciğerim Hesaplar çok ağır yaram çok derin Ağırdır dostlarım, ağır kederim Melekler uçuştu Sarıkamış’ta Düşündüm Yemeni ve üşüyorum Lâkin ilalebet ben yaşıyorum Dava ağır zorlu, zor taşıyorum Moskof bile şaştı Sarıkamış’ta Yatar şehit uyur kar uykularda Bölük bölük hüznüm canlar ard arda Rengini aradım akan karlarda Hür mâzi tutuştu Sarıkamış’ta Ölür mü kardeşim ölümsüz millet Şuheda yaşıyor benim ki hasret Gül açtı gözyaşım tüllendi kasvet Şehitler buluştu Sarıkamış’ta Hesap boğum boğum kısıldı sesim Kader böyle imiş Ömer ne desin Hilâlde buluştu hemen her kesim Yatanlar gardaştı Sarıkamış’ta Ömer Ekinci Micingirt ----------------------------------------------------------- Aradığım Kent Hangi tepelerde aradığım kent Sessizce koşanlar fevkinde amma İçimde hafakan hissimde kement Her şey O’na ayan her şey muamma Ses verir arada gelir sahibi Minare gibi hoş şu bizim dağlar Sıladan sılaya çarpacak gibi Kerem yüzlü sarhoş şu bizim dağlar. Hele de miğferi ayaz tutuşur Galiba kavradım apayrı mana Ruhu alev alev gönlü hep üşür Kimin ikliminde gece yan yana… Ömer Ekinci Micingirt ----------------------------------------------------------- Karlı Dağ Hani var ya şu yamaca yaslanan, Karlı dağın gamzelisi benimdir Toprak kokan musikide ıslanan Eliflerin hemzelisi benimdir Bu dağların çehresine dön bir bak Ses veriyor anlayana bu toprak Gül- i ranâm ses vermeyi sen bırak Güzellerin huzmelisi benimdir Her perdeden nur koklatan gülüşler Cilve cilve yaprak yaprak teşvişler Sevgi, saygı edeb iffet bu işler Leylaların yazmalısı benimdir Hele yaklaş bakışları hummalı Sanki ürkek yavaş yavaş sunmalı Beni yârim gözyaşında yummalı Mecnunların çizmelisi benimdir Ömer Ekinci Micingirt ------------------------------------------------------- Allahuekber Dağı O benim mahremim duvaklı gelin, Karlı dağ dediler beyaz örtülü. Zifaf yok hüznü var aşksız güzelin, Kırağı bezeli hâlâ kâkülü… Başladı velvele kırıldı testi, Dermansız ağıtlar içime esti, Dereler mübarek dağ mukaddesti, Rüyama dokundu şehidin eli. Zirveyi birazdan tipi tepecek, Hep beni doksanlık ayaz öpecek, Ve beyaz cazibe aşkı serpecek, Adeta bir Leyla dünya güzeli. Ömer Ekinci Micingirt --------------------------------------------------------- Soğanlı Bembeyaz kuşatmış ağır hatıra Hüzünle diz dize yaslı Soğanlı Ve bir acı destan sığmaz satıra Kederli tasalı hisli Soğanlı Orkestra ney sesi kuşlar ırmaklar İç içe baş başa ulu kalpaklar Efsunlu ağıtlar kardan konaklar Ölmeden ölmenin aslı Soğanlı Sormayın baş koyup acaba niçin Ne desem bilmem ki o kısmı geçin Yüzbinler buz oldu bir deli için Mâziye haykıran Karslı Soğanlı Soğanlı, Sarıkamış yaylalarının bulunduğu bölge Ömer Ekinci Micingirt ----------------------------------------------------------- Şehidin Elleri Bin bir renkte şu şehidin elleri Bu yiğitler dirilişi görürler Aşk bürünmüş memleketim yolları Şehit ölmez bedbaht ruhlar ölürler Ey Allah’ım mâtem sardı her yanı Toprağımda hâin biter ne acı Şehadettir yiğitlerin harmanı Şehadetsiz beyinlerin ilacı Yetimlere benim ahım efkârım Her tarafta yavuklular nağmesi Dertli dizem ağıt yüklü eşârım Benim ülkem renk renk şehit bahçesi Kıta kıta dalga dalga dupduru Gök gürledi selam durdu her yanda Hele durun bu şehâdet huzuru Ölümsüzlük şühedadır mizanda… Ömer Ekinci Micingirt --------------------------------------------------- Kubbeler Nedense sebepsiz aradım seni Önce koşma yazdım sonra mersiye Hem kimler vurdular yürek buseni En derin sığındım ben ebediye Salmışım kendimi her halim girift Seninle baş başa senden habersiz Ve kardan kubbeler üst üste çift çift Kan beyaz sensizlik gelin var ersiz Onurlu velvele şahadet her yer Ağardı dudaklar o sada ile Beni de mor sükûn sararsa eğer Söyleyin o artık şüheda ile Ömer Ekinci Micingirt |