Hiç Sormadın ki
Takvime düşen günler,
Birbirini tekmelerken üşüyordu gecem... Gülü şoselere servis olmuş aşkın, Dikeni koynumda ağlarken, kanıyordu sevdam... Vefanın tahtı yıkılmış sarayda kraliçe, Okyanus mavisinde ahlarımı yutan girdaptın... Yürek taşlarındı önümde secde eden, Kendine dönen akıntındı beni takatsiz bırakan... Koştuğumu görmedin, kulaçlarımı farketmedin ki... Bir yürek kaçkere dilenciye sadaka, Bu gözler kaç yağmur damlasında hükümsüzdür... Yelkeni parçalanmış duygularım, Kırık bir dümenle daha ne kadar yol alabilirdi ki... Vücuda gelmiş bir candım kayıp şehirlerden, Soğuk yalnızlığın makarasıydım sürekli başa saran... Sarhoş rüyaların kapısında bekçiydim; Bir aşktım işte yeşilçam bahçesinden koparılan... Seslendiğim dağlar yıkılırken çığlıklarımdan, Bir tek sen ağlamayı beceremedin düşlerimden... Unuttuğun limanlara nöbet yüreğimi, Kuş saçmalarına, hedef kanatlarımı hiç görmedin ki.... Bozkır yaşamın, kurak hayatını yaşıyorken, Nasıl görecektin ırmakların soğuk mücadelesini; Kaşlarına mekan gözlerin bilmiyordu ki bakmasını... Hiç bakmadın, Hiç görmedin, Hiç denemedin, Hiç anlamadın, Hiç Sormadın ki sevdamın yedi rengini.... |