1
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
998
Okunma
Gürültülerle, kükreyerek dönen dünya,
Yalnıza esen tatlı bir yeli yoktur ki;
Ne hasta, ne aciz, ne de tutuk,
Karanlık ile harman, öyle soğuk;
Bir ‘aralık’ ve gitmeye yolu,
Kar yağsa ne olacak, duygu seli;
Dere, akıntı, damla eseri yoktur ki.
Gülmeyi hatırlamak için yorulmuş;
Ağlamaya mecali yoktur ki.
Gökten elma düşermiş,
Kurdu, çöpü;
Yalnıza hayâli yoktur ki.
Yalnızın sesinden ne olacak,
Sesi yoktur ki,
Konuşmaya dili,
Çırpınıp da anlatmaya eli yoktur ki,
Yere baka baka kambur olmuş ya,
Doğrulmaya sağlam bir beli yoktur ki,
İstemeyi şakayla karıştıracak keli,
Aradığında bir tane akıllı,
Tımar edildiği duvarların arasında deli yoktur ki,
Yalnızca, ölmeyi istese,
Yıllardır beklediği yerde eceli yoktur ki.
Cevap Yaz