MEZOPOTAMYA...
Ecelimin ölümsüzlüğü kadar…
Yüklü hatıralarınla yüzleşirken… Kaçtın kaçabildiğin kadar… Kalbinde karanfiller açarken bile… Nardin’le ruhunu kokladım senin… Hozana diye bağırdın kör kuyulara düşerken… Kefas’ta ölü ruhlara söylenen dizelerimdin… Kenan diyarında, levili’ler elinde...tutsağım.. Gönlün Mamon , azığın lütuf’tu dizelerin yazılırken… Sargon makamında Mezmurlar okurken… Demet demet kesilmiş bir yurt’tu kalbin… Zufa otu’n da bir damlacık… Naram – Sin’in tahtında bir Taç oldun benliğinle… Şamaş ile ısındı yüreğimiz… Sin ile aydınlandı gecemiz… Lulubi de bir Aşk’tın Zagros’un gölgesinde… Zamana direnenlerden oldun Huri’lerin ışığında… Okyanusun derinliklerinde Mabet… Mitani’lerde güneş… Hawraman Dağlarında destan yazıldın… Geçmişin geleceğin oldu… Sen eyyy gökyüzündeki krallığında… Tufanlarla bulutların avcısı… Ateşlerimde kavruldun… Rüyalarımın zalim avcısı… Ganj vadisinde yıkandın… Sonra ölüm’e taşıdın nafakanı… Geride bıraktığın kırık dökük yalnızlığınla… Demir parmaklıklar arkasından gözlerdin… Eskilerde çok eskiler de… Golyat ölmeden,Harut doğmadan önceydi… Ölümlü ülkeler diyarındaki… Ölümsüz sevgilerin karanfili… |
kutlarım....
******************************
Sen eyyy gökyüzündeki krallığında…
Tufanlarla bulutların avcısı…
Ateşlerimde kavruldun…
Rüyalarımın zalim avcısı…
Ganj vadisinde yıkandın…
Sonra ölüm’e taşıdın nafakanı…
Geride bıraktığın kırık dökük yalnızlığınla…
Demir parmaklıklar arkasından gözlerdin…
Eskilerde çok eskiler de…
Golyat ölmeden,Harut doğmadan önceydi…
Ölümlü ülkeler diyarındaki…
Ölümsüz sevgilerin karanfili…
***********************başarılar.