EMMOĞLUGözünde bir gözlük,kafada foter, Burcu burcu koku, terden emmoğlu. Yağmasanda gürle, varlığın yeter, Bu asalet sende, serden emmoğlu. Foterin altından parıldar kekil, Uğraşa uğraşa verirsin şekil. Görenler de sanar, sanki bir vekil, Mencilisin yolu, nerden emmoğlu. Ben bildim bileli gitmezsin işe, Gölgeye bayılın, çıkman güneşe. Bir elde sıgara, bir elde şişe, Değirmenin suyu, nerden emmoğlu. Yaş yetmişe gelmiş, saçların boya, Bir yıkasan çoğu, gidecek suya. Altında araba, yürümen yaya, Benzinin parası, nerden emmoğlu. Yaz demez, kış demez gezersin böyle, Dört ibikte suyda, yüzüyor öyle. Bir kolayı varsa, bize de söyle, Bu kandilin yağı, nerden emmoğlu. Şenlik lafı duysan, uçar gidersin. Bensiz düğün bayram olur mu dersin. Nerde sabah, orda akşam edersin, Çocukların rızkı, nerden emmoğlu. Bu ne şıklık böyle, bu ne bereket, Sarı gömlek üste bir yeşil ceket. Yılın modası bu, görsün memleket, Sosyetenin yolu, nerden emmoğlu. Kalın kaş altında ufacık gözler, Gönüller fetheder (!) o kibar sözler. Seriyi tamamlar, yılışık yüzler, Ayaklar kokuyor, kirden emmoğlu. Bilenler diyor ki, kırkında azdı, Azmak ne kelime, kafayı bozdu. Mümtaz duyduğunun yarısın yazdı, Bu hastalık, hangi türden emmoğlu. Mümtaz Lütfi ÖZSOY |
Kalemin susmasın
___________________________ Saygılar Selamlar