SANA SENSİZLİĞİ ANLATSAM
Sana sensizliği anlatsam.
Şehir sulara gömülür. Nehir olur gözlerinde yaşlar. U/mutsuzluğum, uykusuzluğum bilinir, gözle görünür. Yatağın dikenli, yastığın taş, zehir olur yediğin aşlar. Sana sensizliği anlatsam. Sönmeyecek hiddetinde yangınlar çıkar. Şehri on iki şiddetinde depremler gibi yıkar. Ve bir eşkıyâ dünyaya hükümdar olur. İnsanları yaşamaktan bıktırır, sevdalılara kurşunlar sıkar. Sana sensizliği anlatsam. Oyuncağı elinden alınmış çocuklar gibi ağlarsın. Köküne balta vurulmuş ağaçlar gibi yıkılırsın. Çıldırır, delilenir, her şey zoruna gider, sarhoşlar gibi sokranırsın. Bir daha da belki yüreğimi kanatmazsın. Sana sensizliği anlatsam. Hak verirsin yaptıklarıma. İnanırsın yapacaklarıma. Korkarsın olacaklara. Bir daha da belki yalnız bırakmazsın. Sana sensizliği anlatsam. Yüreğin paramparça olur, acırsın. Kollarının arasına alır, sımsıkı sararsın. Bu işin sonunun nereye varacağını anlarsın. Bir daha da belki terk etmezsin. Sana sensizliği anlatsam. Dostların seni terk eder, her yerden sürülürsün. Çok acılar çeker, sürüm sürüm sürünürsün. Dünyanın kaç bucak olduğunu görürsün. Neyse fazla anlatmayayım. Şimdi kahrından ölürsün. Şiirde Nedir ? Hiddet ( Arapça, İsim ) Kızgınlık, öfke. Eşkıya ( eşkıyâ ) ( Arapça, İsim, Çoğul ) Dağlarda, kırlarda yol kesem haydut, hırsız. Dünyanın kaç bucak olduğunu anlamak ( Deyim ) Yaşamın sıkıntılarını, dalaverelerini, yaşadığı sürece kişinin başına neler geleceğini anlamak. |