Eşek-Merkep-eşşek (hiciv)
1-2-3 Kalk-Otur !
İnatlaşırsa biri, yâni; olursa katır. Fazla gerekmez, önce; bir laf söyle tek satır. Olmadı; kalk, sopa bul, sıkıca tut, hazır ol, Bir salavat, bir sabır, üç de vur, yatır, otur! Kederli/Almanya, 07.07.2009 Not: Sopa yazdıksa, değnekten bahsetmedik; bizim sopamız, akılcı laftan olur! NasreddinCe Kederli -Hocam; siz, çok akıllı biri olduğunuza göre, eşeğiniz de akıllı olsa gerek. Sanırım hep itaatkardır... -İkimiz de, hemen-hemen aynı sayılırız evladım... -Hiç fark yok mu Hocam? -Olmaz olur mu, var tabii.. -Pekii, fark nerede Hocam? -Muhâtabımız farklı.... -O ne demek Hocam? -Ben ona sopayı, bindikten sonra vururum, itaat eder.. Ben de, hanım inip, vurduktan sonra..! .................................................................................................................................. Hırsını yenemeyen eşini döver, adına eşek denir. Nefsini yenemeyen, başını döver, adına merkep denir. Her ikisine birden, ’’eşşek’’ denir! (KederliCe) Önemli uyarı: Hocanın hikayesinde anlatılmak istenen önemli noktalar hakkında, ’’tek bir kelime’’ dâhi yazılmamıştır! Bunu okurlara bıraktık; dilerlerse, bulup, çıkarsınlar lütfen. Müteâkiben gelecek olan yorumlardan da çok memnun kalacağımı şimdiden belirtirim! |
Şair'im mi desem, Yazarım mı yoksa
Nasreddince mi Ya da beyi unutup Yalnız
İsminizi mi yazmalıyım :))
Hani diyorlar ya bir koltuğa iki karpuz sığmaz.
Vallahi ve de billahi siz iki değil 4 karpuzu
tek koltukta taşıyorsunuz da bizim haberimiz yok.
Baştan sona mizah çizen satırlar gülümsetiyor inan!
Biliyorum yazdığım yorum değil.
Dost kalemi görünce saçmala hakkımı kullandım.
Keyfle okudum her satırı, gülümsedim her satırda.
Yüzünüzden gülümseme hiç eksik olmasın.
Saygılarımla Halil Bey!