Aşkın Gözyaşları
Aşkın gözyaşları takılırdı hep aklıma,
Acaba gerçekten var mıydı aşkın gözyaşları? Ya da insanın kendi akıttığı gözyaşları mıydı? Şöyle bakıyorum da,her şey aşık olmayla başlıyordu. İnsan aşık olunca kendini kaybedebiliyor, Her şeyi bir kişiye ayarlıyordu. Zamanını,planını,uyumasını bile ona göre ayarlıyordu. Sanki Dünya sadece tek kişi etrafında dönüyordu. Onunla yatıyor,onunla kalkıyordu. İşte bu,iki kişi için aynı devam ediyordu. Hayaller hayalleri,günler günleri takip edip gidiyordu. Ta ki o gün,o cümleye kadar...’Ben ayrılmak istiyorum.’ İşte o cümle,bütün hayalleri,bütün hayatı yıkmaya yetiyordu. Sonra gözyaşları sel olup akıyordu. Günlerce,aylarca...hatta belki de yıllarca. İşte belkide buydu aşkın gözyaşları. Önce sevinçten akıyordu,sonra üzüntüden. İnsan bunun için mi yaşıyordu? Yoksa zaten insan bunun için mi vardı. Sevip üzülmek için mi..? |