SEN’PEREST
Hayatım tezatlar üzerine kurulu şu sıralar.
Ne vakit susmak gelse içimden, kalemiyle kendini dinleten insanlar gelir aklıma. Ne vakit konuşmak gelse içimden, bir sükûtuyla bin cevap veren insanlar gelir aklıma. Gülmek istesem ağlayanlar, Ağlamak istesem hak etmediği halde gülenler gelir aklıma. Bir de ben deyince sen… Ne vakit her şeyden sıyrılıp kalemimi elime alacak olsam adınla yeniden başlıyorum. Öykü yazsam serim, düğüm, çözüm’üm; Şiir yazsam mahlas’ım, Deneme yazsam cümlelerim, Okusam kitabım, İzlesem filmim, Çok sevdiğim şarkının sözleri oluyorsun. Bazen yağmur sonrası toprak kokusu, Bazen bahar yeli, Bazen Zühre Yıldızı Bazen de karanlığıma mum oluyorsun kasveti çöktüğünde gecelerime sensizliğin... Neresinden başlasam bu hayat-ı dünyevinin ara sokakları sana çıkıyor. Hayatın detaylarında kaybolayım diyorum, Yolum güldüğünde yüzünde oluşan çizgilere düşüyor. Rüzgardan medet umuyorum, kokunu getiriyor. Hazanla seni dökeyim diyorum yaprak misali, İnadına kahverengi, inadına gözlerin… Ben beni unutalı, ben sen olalı çok oldu. Sense el olalı… Bir vedayla ölünmezmiş, hepsi hikaye Ben sende öleli çok oldu.. Her dolmuş varır durağına Benim dolmuşum edebiyattan gayrı durak bilmez Edebiyatımsa senden gayrısını.. Salih AY |