Güle Güle
Kapı açıldı,kapılar açılır genelde sonuna kadar ve sonum sonunda son olmak için sordu beni sorunluya.
Odaya girdim kollarımdaydı hala rengin,saçlarımın dökülen tarafında elin. Ceketimin ceplerinde saç tellerinin unufak ettiği kükürt temennili hava vapurlarım vardı.Bu gece de açılacaktım,bu gece dışarı çıkacaktım insanlar evlerine girince,çatısı gıcırdayan inimden. Üstü başı kırışık kıyafetlerimi giydim,kıyafetler engellemek istenilen özgürlükleri ve bizi de bir çuval patates gibi gösterir. Bu şehir sokaklarında tohumların su içisi ile anılır sen benim kollarımda morluklarla tanınırsın bu öyle güzel,iskanbilde sinek kızının yandan bakışını böldüm gördüğümde destede senden haber gelmezdi. Çok çalı çırpı bugün ellerimde kıymıklar,kanatan yaralar değil arazideki kuru yalnızlık.Bir adam kurtunu kaybetmiş kuzusunu sakladım,saklandı arka bahçeme.Zulmü veren Hak’tan borcum var. Tünel karanlık kokuyor tren ter.Nereye gitsem heyecanlanırım,sana sarıldığımda.Hiç tanımadığım bir yerde adını dövdürdüm sarışın bir kadına köprücük kemiklerime. Bir çocuk istiyor atmak taş kafalarına kapısının önünden geçen faşistlere.Abiler ablalar yetişin özgürlüğüme saldırıyor toplu iğneler,yakama ilişen kırmızı kurdeleler. Galiba yıldızlara dokunmak istiyorum penceresi açık penceresi saçık evimden. Uyuyabilirsin artık galiba evren simdi yastık kılıfımda,bütün çığlıklar ayakta işiyor üstüme,görüşürüz o zaman iyi oldu bilmiyorum bilmek istemem burnumdan öpüşünü. İnsan ölümle öpüşünce Azrail’de kıskanıyor mudur? İnsan sevince Eros’un okları yanıyor mudur? İnsanlar gidince kırık bütün camlar batıyor elime. |