- Bu işte ki suçu ne…Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Eğer ki bir insanda varsa ar edep hayâ ve namus İnancı ve dininin gereği Çekilir dört duvar arasına usul ve erkânla Ve kokarca kokulu şırfıntıyı sokakta sarmak yerine Senin helalin "Gardenya" hanımeli gibi seni canı gönülle Mest ve çok mutlu eder O güzel kokulu Gardenya çiçeğinin eğilirsiniz o gül yüzüne Huşu içinde de çekersiniz şefkat dolu kokusunu aşkla içinize… ben mi hiç bilmeden insanlıktan çıktım yoksa bazı insanlar mı koptu insanlıktan ruha tesir etmezse ar edep ve haya gibi olgular hiç utanmazlar çırılçıplak olur her şeyleri ortalarda oysa ki ar edep namus ve şeref gardenya gibidir "cenneti andıran" kokusuyla bembeyaz rengiyle açılıp saçılana kadar insanı adeta yalvaran bir konuma sokarlar saf ve temizliğiyle melekleri simgeledikleri de söylenir ortamı bozuk bir moda akımı almışsa seni tesirine hiç sıkılmak da çekinmekte rast gele mahcup olmak mı o da ne ki dercesine edepsiz bir de astarını ister hiç çekinmeden mal benim kime ne dercesine ve sanki de patlarmış gibi de sıkışmışçasına hiç tutmaz da kendini sokak ortasına o anda hemen akıtıyor şehvetini ne sayı sayabilir nede bir çekince hiç yok lügatinde hep içten dürtüsüdür ipsiz bir hayasızlık kırıttıkça saçıp da duruyor etrafa tüm şuh etlerini şilteler seriliyor arabanın yanına oynaş havalarda saklamaya ne gerek var ki hayasız hislerle edepsizce doldurursan bedeni elbette ki sığmaz bir beden büyük kalınca patlar ona göre nedir ki o kapalı dört duvar bir gün örtüyle kapatılacak sonunda odalar bir seyran yerine çevrilirken bütün sokaklar eyvah ki eyvah büyük küçük sevgi ve saygı yok oluyor gittikçe ivedilikle de artıp da duruyor şu insanlarda ki egonun züppesi ilkbaharları buluşma yerleri ise sanal ortamlar yaşlısında da gencinde de bu rezillik modası var yakışmıyor işte masumiyete vurulan bu tür darbe hep namus şeref ar ve edep insanlık diyenlerin bu işte ki suçu ne sormazlar mı bizim kabahatimiz ne kardeşim diye kazayla göz ucuyla görünce hemen o anda oluyorsunuz ya bir birden bire terbiyesiz ve şerefsiz kendi özünü hiç sorgulamaz bile sokaktan geçmen bile artık suçmuş gibisine uzanmış şilteye bakıp da durur zilli her türden işine şerefsiz lafı da hemen hazır bir nişan hemen o anda yapıştırılır yolunda yürüyene “terbiyesiz” o da kimse sen mi o mu? onca medeniyet medeniyet dediğin de yoksa senin için bir zillet midir nedir be yosma boşuna denmemiş şair “ bu medeniyet dediğiniz tek dişi kalmış canavar” diye birde halkçı ve sosyal geçinirsin ya sen kokona hiç halkını gördün mü sen ne yer ne içer diye görgüsüz taşralı der de geçersin o mu görgüsüz yoksa sen misin? bari arkasına sığınmaktan ar edep edin büyüklerin birde onları kullanmayın kirli emelleriniz için hiç mi hiç utanman da mı yok senin sanki de yok ne bir annesi nede bir babası herkes yaşayıp durur kendi hayatını kendine bunun adına da özgürlük mü diyorlardı ne hele birde benim rızamla diyorsa evli dul veya bekar hiç fark etmiyor şerefsizliğe yok ki yasak zinaya tüm değerlerin altına yakılmış kızıl bir kına kimin eli kimin cebinde hiç belli bile değil kim kime dumduma sakın ha bakıp da dokunma her an olduğu gibi bir yobaz sözü hançer gibi düşer o anda payına az bir yergi kazayla çıkınca da dilinden ya yaranmak için cicili bicili ablasına ya da bir parça pay bana da düşer uğruna orada bulunanlar hemen de o anda üşüşürler üstüne hem de hep birden leş kargaları gibi dadanırlar “linç” girişiminin paylaşımına… (12.11.2015) AZAP… |
yüreğinize gönlünüze ve de usta kaleminize sağlık Ağabey
selam ve saygılar