YÂR ELİNDEN ÇEKTİCEĞİM
Yâr elinden çekticeğim cefalar
Mecnun’un düştüğü çölleri aştı Diken dolu yürüdüğüm şu yollar Dağları taşları yolları aştı Derde düştüm ezelinde niceden Hiç haberim yoktur günden geceden Çok feryat eyledim dilden heceden Perdeyi mızrabı telleri aştı Zincir-i sevdayı boynuma takıp Gönlünü eyledi yüzüme bakıp Kül etti sinemi narına yakıp Savruldu dumanım külleri aştı Müptela-i sevda cana karıştı Yokoldu gerçeğim zana karıştı Aktı didem yaşı kana karıştı Çağlayı çağlayı selleri aştı Bilmem ki nedendir kastetti cana Çevirdi mülkümü virane hana Reva mı eyledi bu hali bana Hasretinden günüm yılları aştı Yine de ah etmem alsa canımı Kastedip canıma dökse kanımı Gam kasavet sardı dört bir yanımı Karardı güllerim alları aştı Yâr yâr diye diyar diyar dolaştım Yol üstünde gamdan gama bulaştım Vara vara bir firkate ulaştım Yakasız gömleğim kolları aştı Derde koydu şu garipçe başımı Zehir etti ekmeğimi aşımı Kan eyledi gözlerimde yaşımı Damlayı damlayı gölleri aştı Ne yaptıysam yüz dönmedi yüzüme Paslı hançerini vurdu özüme Gülmek günah uyku haram gözüme Ömürde zehirler balları aştı Azalmaz artıyor feryadım ahım Karanlık yollara çevrildi rahım Gayrı çekti göçün garip Emrah’ım Ağlayı ağlayı belleri aştı Haziran 2014 |