Aklıma gelince, öleceğim.
Bu sıralar, çok fazla hayal kurmaya başladım.
Gelmiş geçmiş, anılarımdan. Gözlerim, dalıp, dalıp gitmektedir unuttuğumu sandığım anılarıma. Oturduğum şu yerde, farkına varmadan. Ve sonra! Buruk bir sevincin, hazzını hissediyorum içimde. Geçmiş güzel yıllarımın, günlerimin, hayaliyle gözlerim oynarken. Ve ben bir anda! Taş kesiliyorum yerimde taş, kalkmak istiyorum, kalkamıyorum yerimden. Sonra! Neyim varsa, geçmişimden, Tekrar, tekrar! Dolaşıp durmaya başlıyor, dalgın gözlerimde. Ve ben, düşünmeye başlıyorum. Yaşlandım, galiba. Bu kadar anıları anmak, bu kadar hayal görmek, hayra alamet olmasa gerek. Mevsim’ de şimdi son bahar, tam’da hüzün ve ölüm mevsimi zaman. İşte, bu yüzden olsa gerek, Geçiyor günlerim, geçmiş yıllarımı düşünerek. An, ve an Ayaktayım, ayakta olmasını amma Kurumuş bir ağaç gibiyim, sallasa bir rüzgâr devrilivereceğim. Geçip giden, iyi kötü günlerimi, yıllarımı gözlerimin önüne ketirirken. Aklıma geliyor bir anda, benim’de bir gün öleceğim Ve! Toprağa, gömüleceğim sonunda. Başım önümde düşünürken. Düşünüyorum’da, geçmişi. Boşunaymış, mal mülk para için çalışmamız, bu dünyada. Ve! Nice kalpler, kırmamız. Nice insanlarla dalaşmamız, bu dünyadan götüremeyeceğimiz servetler için. Can, yakmamız Ve boşunaymış dostlar kaybetmemiz Öldükten sonra bunlar, ne fayda verecekse. Bizlere.... 04 Kasım 2015-11-04 Ahmet Yüksel Şanlı er . |