ERGUVANLAR AÇARKEN GELKaç zamandır,acısı içimde ayrılığın. Gözlerimde hep,hüzünlerin sisli buğusu. Dudaklarım Sonbahar gülleri gibi, Solgun,titrek ve üzgün. Ruhumda derin acılar,içimi kemiren hasret olgusu. Her gece,sensizliğin huzursuzluğu bekliyor beni. Baktığım ve gördüğüm her şey, Sensizliğe,derin bir iç çekiş oluyor şimdi. Koşuşturduğumuz kumsalda, Adını haykırıyorum hep,karanlığın boşluğuna, "Hadi gel artık", "Erguvanlar açarken gel",diye. Geceleri,otururken odamda, Ay’ın loş ışığında,penceremin önünde, Siyah örgülü saçlarıyla, Gösterişli,güzel bir genç kadın, Hayali beliriyor,nemli gözlerimin önünde. Bronzlaşmış teniyle,kendi güzelliğine tutkun. Benimse gözlerimde, Yaş ve inceden inceye bir hüzün. Portakalların çiçeğe durmasını bekleme, Hadi gel...Erguvanlar açarken gel, Nefes kesen kokuna hasret,bu ellere. Bir mucize olsun,yine eskisi gibi, Sonsuza kadar,sol yanına hapset beni. Dudaklarındaki aşk ateşiyle, Dudaklarımdan gir içime, Yine,sol yanımdan vur beni. Her çırpınışında kalbimin, Kanın dolaşsın,can evimde. Bekliyorum seni,geleceksin diye. Gel de yine,göğsüne hapset beni. Oysa önceleri sen, Gözlerime bakarak gelmiştin, Ve sonra,gözlerime bakmadan çekip gittin. Anlatamadım içimdekileri, Ne sevgilerimi,ne kırgınlıklarımı, Ne de,öfkelerimi. Çünkü sen beni,hiç dinlemedin, Kalbimin yakarışlarını,hep kendim dinledim. Bana,ben olduğumu hatırlatan da, Kendimi unutmama,sebep olan da, Sancılı umutları yaşatan da,hep sendin. Masamda,önümde bir fincan acı kahve, Dalmışken geçmişe,yine hatırıma düşürdü seni. Gözlerim uzak yollarda,bekliyorum gelişini. Hadi gel artık,Erguvanlar açarken gel. Yeter mutsuzluk ve umutsuzluklarım. Hadi gel artık,çocuklar gibi sevinsin, Bekleyen,içimde donan umutlarım. Gel artık,hadi gel...Erguvanlar açarken gel. Tuğal KÖSEMEN-02.11.2015 |