Yaşlı Kadın
Pencere kenarında,
Sabah kahvemi yudumlarken, Sabah güneşi tül perdemi araladı. Ellerinde tahta bir bavulla, Kimsesizler yurduna koyuldu, Yaşlı kadın. Gözlerinde, Yüreğinden kopan iki damla ateş vardı. Son kez baktı çıktığı kapıdan. İçinden yalvarıyordu, Mevla’ya, istenilmeyen yüreklere, İstenilmek adına… Topallaya topallaya götürüyordu onu ayakları. Beyninde fırtınalar kopuyordu. Güneş avutamıyordu, Soğumuş yaşlı kemiklerini. Umutsuzluk diyarında yok oluyordu hayalleri… |