Gözümdeki Kırık Yaşlar
Sözlerinden, damla damla yokluğun düşüyor,
Hasretten, acıdan paslanmış zavallı yüreğime. İniltiler içinde köz olmuş kavruluyor, Kucağımda taşıdığım tüm senli hayallerim. Ne fayda, zeytin dalı taşıyorsa beyaz güvercin sonsuzluğa, Her gün doğumuyla birlikte sensizlik düşüyor gönlüme. Dilimde iki kırık tümce, beynimde yankılanıyor, Mor dağlar volkan olmuş alevleniyor, Bu gönül bir tek seni sevdi seni sayıklıyor. Avuntular, kurumuş dudaklarında ince ince yağıyor Üstüme acı dalgalı hüzün yağmuru, Rıhtıma demir atmış yine yalnızlığım. Riayet etmişim yokluğunda ki çağlayan kırık yaşlarıma. Leyli bürünmüş ak kâğıtlarıma. Avaz avaz haykırıyor dilim, Sensizlik düğümlenmiş boğazıma. Hani, gözlerinin yeşilinde yaşayacaktık bu sevdamızı. Hani, sırma saçlarının kokusuydu, benim cennet kokum. Tenindeki sıcaklık yakacaktı alev alev yanan yüreğimi. Hani, hep hülyalar kadar güzel, tozpembe olacaktı, Hayallerdeki nağme ile çalan aşkımız!!! Bu kara zindan gece nerden doğdu, Hıçkırıklı kanlı gözyaşları hangi hüzün nehrinden akıyor. Bu paçavra üç beş sitem hangi kurumuş dudaklardan dökülüyor. Hani, ölüm sözümüz elveda olacaktı, Mutluluklar kelimesi nerden fısıldıyor kulağıma!!! 2/20/2014 5:07:34 Aziz Karataş(Kırık Kalem Şairi) |