14
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2349
Okunma
Nasıl susulur, gör
Yüzüne bakınca susuzluğumun.
Ki benim fırtınalarım doluydu
Ki sensizliğimden sorulurdu gözyaşlarım.
Kurudum artık.
Eski bir mezar taşının gölgesinin düştüğü yere,
Bir ot sarılığının
Yeşil düşlerine saklandı arzularım.
Ey ömrümün kesif noksanlığı
Çoraklığımda sensizliğimin
Susulansın,
Susanılansın...
Kervan göçer yollarda iz sürülensin
Ecel bölüştürürüm ya her günüme
Usul usul ölüme meylettirensin
Sebepsin aynalara düşmeye
Seni görmeden kendimi bilemem
Beni sırlara zair edensin…
Her "sen" dediğimde
Yangın görürüm
Yanmaya tabidir dağlarım
Topraklarımı bir kerahet alır durur
Ve sularım;
Diclemde kan vardır
Fıratımda şivan.
Serap hayaline ömür verilensin
Mataramda çok damla yeisle
Bir göç yoluna ruh sürülensin
Bir kararsız bakışa ömür biçilensin
Ne çok kaçarsın oysa
Her yokluğunda
Bir yenilgi çizerim defterime
Her defasında
-nedense-
Daha iyi çizerim
Siyah sözlerimi beyaza çekemem
Kalakalırım
Cinnetimi satır aralarına fısıldarım
Ölürüm gecede
Sabaha yenik,
daha da
daha da yenik doğarım...
...