GEÇİT YOK AŞKAbaşımda bir ağırlık düşmez toprağa ben silkeledikçe omuzlarımda süzülür ayakları uzaktan bir bülbül şakır bahçe çeperime konmadan sesi senin ayrılığının ertesi öyle içli öyle kendinden geçmiş anlıyorum ki o da ayrılık şerbetinden içmiş.. gözlerimde âmâ bakışlar ellerim sonbaharın ışığına siper dur biraz az sonra utanmaz katiller sürüsü geçecek burdan sırtında çocuk cesetleri ağzı dişlerini saran kol bacak aynı onunkileri yerinde beyinleri yok sadece kafalarından sarkan önceden alınmış bölücülükle pis kokuları dağlardan aşıp Ankara’nın asfaltına yapışmış burnu bok kokusuna bulanmış annelerin gözyaşından anlamazlar kınalı kuzuların sessizliğini dinledin mi kan tutmaz onları tanıdın mı ? üzerime çöreklenen kimsesiz acılar sahipsiz ranzalar da sabahlar duvarlarımda bir anne şefkatinin nasıl olduğunu anlatan resimler bak hemşire sus işareti yapıyor gürültü etmeyin uyanacak cesetler bizi kim vurdu neden vurdu diye sitemler döşeyecekler kulaklarıma nasıl anlatırım onlara şimdi yattığınız toprak için katledildiniz diye demezler mi zaten hep beraber gelmeyecekmiydik buraya. şimdi git artık anla ayrılık zor değil ölümden tavuk boğazlanır gibi itlaf edilen onca can ah bir uyansalar yürüyen onca sağ cesetlerden kıymetlidir bende hangi uyuşuk beyinlerde bölünür Vatan soğuk mermi ellerin sıksam çıkacak canım uzaklaş benim yüreğim bölücülere küfür etmekle dolu aşk köprüsünü bombalıyalı çok oldu geçit vermez sevdaya ayağına postallarını giy de gel o zaman ölürüm sana. Ayvazım DENİZ |
Kutlarım
Yüreğinin sesi daim olsun