Başıboş Rüzgârdım Terli AvuçlarındaSaklanacak bir yer arar iken yüreğinde Gülü/şü/mü vurdular gecenin ötesinde Yorgun asasına yaslanıp vakitlerin Aşka ve sana geliyordum oysa Çok kişilik düşlerdi bir menzilde buluştuğumuz Ayrılıklar ekiyordu insanlar boş ovalara Doyumsuz mutlulukların lokmalarıydı çiğnedikleri Adını sanını bilmediğimiz gülüşlerin ölü ülkelerinde Seninle puslu bir düşe yürüyorduk tek kişilik asayla Mayınlara basmıştı babasız çocuklar Sıcacık yanaklarında k/an üşüyordu K/anla yıkanmamış hiçbir toprak Bu yüzden aşkı doğurmazdı Seni düşündükçe gecenin öte yarısında ben Sular çekiliyordu ilençli gövdemden Sahipsiz bir cesetti biçare yalnızlığım Güller yağmur bekliyordu kim bilir avuçlarında Adının esaretinde özlem suskun bir s/edaydı Uzun yolculukların penceresinde ıraktı mutluluk Ansız yağmurlar anıları götürüyordu sarı denizlere Işıklarla sevişiyordu gece bakışlı kadınlar Umut eskimiş haritalarda kayıp bir ülkeydi Kırılmış faylarda yıkıyorduk yorgun yüzümüzü Bilincini yitirmiş kuşların gagasındaki yemdik Birkaç günlük sağanaktı yakalandığımız Aşk koyamadan hissettiklerimizin adını Belleğimizden sökmüştük sevginin andını Sırılsıklamdı insanlar kanlı meydanlarda Biz dağlara çarpıp geri dönen yankıydık Soylu bir küfrün terkisindeki huzurduk Ş/aşkın senfonisiydi dinlediğimiz ruhta Başıboş rüzgârdım terlemiş avuçlarında Rotasını şaşırmış ıslık gibi ben dağlarda Vuruldum s/özlerine yarınsız şarkılarda İçli bir öpüş olamadan daha dudağında Harlı bir ateş olup dağıldım talanlarınla Selahattin YETGİN |