Katre Katre İstanbul
Bu şehrin genlerinde edep erkan ve usul
Tarihin naz perisi incelik ona mahsus Şiirlerden süzülür katre katre İstanbul Daha çok anlatılır divanlarda bu husus Albeni ona özgü taşı toprağı altın Yedi tepe üstünde yedi hareli nakış Alabildiğine bıçkın firuze hüsnüne kın Yaz onda efsanedir masalına andaç kış Koynunda nice hünkâr nice şair barınır Şiire ahenk olur şarkıya sırlı tını Tarihin her deminde güzelliği sarınır Kalemler anlatamaz Itri’nin sanatını Genç Osman’ın hüznü mü emanet surlarına Yedikule zindanı şahit zulme vahşete Kılıf arar hainler dem dem kusurlarına Olanlar karşısında gel de düşme dehşete Şehirlerin içinde eskimeyen kadim kent Galata Kulesi’nde kaç hatıra saklıdır Mü’min kent olduğuna minareleri senet Kız Kulesi işvesi yedi tepe aklıdır Minareler zarafet elçisi bunca sene Erguvanlar açınca bil ki aylardan nisan İstanbul diyor tarih gönlümdeki desene Kaç asırdır tutkunu bu güzel şehrin insan Kısır kalır şiirler yoksa şehr-i İstanbul Nedim’e nice beyit söyletmiş albenisi Olurdu pırlantalar yokluğunda kalp bir pul Onda Leyla sürmesi olur çaydanlık isi Katre katre İstanbul şiirlerin perisi Acem mülkü fedadır bir tek çakıl taşına Bu bir efsane şehir masal ondan gerisi İstanbul her gün girer albenili yaşına Bulutların rüyası gökyüzündeki sanat Boğaz’ın maviliği kıskandırır hep Nil’i İstanbul şehre dair hiç bitmeyen saltanat Fatih Sultan’dan beri en fasih Türkçe dili Surlarında hüzün var hisarlarında ahenk Ta kadim devirlerinde bağrında nice anı Onda manaya erer gökyüzünde yedi renk Siluetiyle süsler her devirde zamanı Ah İstanbul sen benim naz ıtırlı sevgilim Leyla görse kıskanır albenini rengini Sende mihmandır sanat sana mutidir ilim Aradım tüm cihanda bulamadım dengini 19.10.2015 İbrahim Kilik ( Bu şiir, 13.10.2015 Tarihli bir günlük İstanbul seyahatimden mülhem.) |
Ödüm patlıyor o şehirden. O yüzdedir yorumsuzluğum:)