Üzerinde aşkın eli vardı göğünün İnsanlık macerası kadar kadim Söz sıvanmıştı duvarlarına Saklı hovardalığını taşıdı yüzüne Ezberini tazeledi gözlerinin Eğildiği kadar doğruldu ilkin Son mevsimini de uğradı sevgilisine Sesi kristal bir kadeh gibi düştü yere Bugün son nefesine kadar susmayacağı Vaadinin son günüydü
Denizin içine doğru saldı bakışlarını Rüzgarın doldurduğu kadar uzadı sesi Leventler sarkıyordu dalgalardan Kız kulesinin nabzı atıyordu damarında Yakamozların sarmaş dolaş olduğu Türküler okunuyordu
Sokak yorgun bir adamı çekiyordu İki adım arkasında izini süren kadınla Yeni bir yarına daha yürüyordu Cevrini üşünmeden
Dut ağacının dallarından damlayan Bir mutluluğu vardı sokağın / Nasılda denk düşmüştü sevinci İşportacı tezgahlarında var olan her şeye Oysa yalnız sahafların mikyasında olacak Ve nadir insanlarca okunacaktı
Azlini istedi dudaklarından Bir daha çok sevmenin hassası olmak Haddim değil diyebildi
Öngörülü sebeplerini saydı terazinin bir kefesine Susmasını koydu diğer tarafa Olmadı azcık mazeret taktı Susması ağır basacaktı yoksa
Kadınsamış bir adam gibi bakıyordu Sokağın sarı beyaz karışık lambaları Gecesi süzüldü eteğini altından tenine Aklı tutmadı bu macerayı
İçinde yürüyen bulutları dağıttı Kor ateşleri değdi mazisine Uçurumu daha büyümemişti Katladı ve koydu sandığına
Pişmanlık yasası çıkardı bir miktar Yanında beyaz peynir ve belki rakı Bıçağın kestiği kadar apartılmış zamandan Çıkardı ve sundu kendine
Eşkıyası hükümdar olsun diye Ruhunu çıkardı astı duvara Aşk apoletli bedenini çıkarıp meydana Serdi tövbenin çivili yatağına
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Askıya Çıkarılan Aşk şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Askıya Çıkarılan Aşk şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.