Özgürlük türküsü...
Yurt dışına çıkmış
Bir sabıkalıydı Sanki o gözlerin O gözler ki Gönlümdeki fırtınalara eş Yıldızlarla üvey kardeş Gökyüzünden utandı da geceler Sarıldı gümüş rengi bir aya Sevgi pazarında Esrik duyguların Savrulması vardı dört yana Yürek işcilerine Yasaktı sevinmek çocuklar gibi Sabah beş nöbetine çıkmış Mağrur, rütbesiz Bir er hükmündeydi Bakışları üç beş adamın Ve dizginlenmiş Doru atlar gibi Şaha kalkmıştı Onsekiz yaşındaki kızların yüreği Bir şeyler oluyordu Yer ile gök mesafesinde Yangınlar sarmıştı Körpe sevdalıların taş yüreklerini Yüksek bir gökdelenden Atlamaya hazır siluetler göründü Göründü kelle koltukta giden Kabadayılar, ellerinde çelik zincirler Gözleri dönmüş canavarlar misali Topyekün teyakkuzdaydı Ağzı salyalı sokak kaçkınlarının Göğün içinde gök Yerin altında yer kaynıyordu adeta Bir adam elinde balta Koşuyordu dili dışarı çıkmış Gözleri yuvasından fırlamış Aman Allah o da nesi Birisi de benzin döküyordu Boy veren ağaçların dibine Yangınlar oluyordu kor alevler içinde Cehennemden bir sahneydi sanki Rol yapanlar, figüranlar kayıplarda İnsanlık can çekiştiriyordu ayıplarda Bu nasl bir Dünya Bu nasıl bir gök gürlemesi Kaç fidan daha ölecek Kaç çınar daha devrilecek Sabahı olamayan bu gecenin Kollarında intihar edecek, insanlık Dur be adam, nereye Dön de bir bak geriye Gördüğün bu kargaşa Dökülen bu kanlar Kan ağlayan sokaklar Ve terden kesilmiş ayaklar Hepsi de Senin eserin Yok öyle ucuz nutuk atmalarla kaçmak Yok öyle haltlar işleyipde uçmak Çekeceksin er geç Yaptığın bu herzeleri Ödeyeceksin insanlığa Ağlattığın geceleri Diz çök ve utan İstersen Yüreğinde bir parça İnsanlık kalmışsa Bir özgürlük türküsü söyle Gecenin öfkesi üstüne olsun Rahat bırak yıldızları Bırak ne olursun... Oktay ZERRİN-Bafra 09-10-2015- 01.22 |
Yüreğine sağlık kalemin susmasın
.........................................Selamlar