BEHÂRÂEy gözlerimin iri’sini Asıp kirpiklerine Bakışlarının pusarığını İçimin sahralarına içirdiğim Dilâsam Şimdi Kimin terinde dindiriyor susuzluğunu Öpüp öpüp Alnıma götürdüğüm parmak uçların Ne sevdalar bilirim ben Seyran olan samanlıklarda yitirilen İğnelerin deliğinden geçirilen Ne mısralara gebe kalır da Beynimin burkaçlarına dolanan hasretim Bir kara sancı Bir kara saplantı Ve Bir kara ahhh ile Düşer münbit rahminden şiirin Hiçbir cümleye öge olmamış Kan irin bulaşığı kelimeler Boş ver beni Umursama Aldırma bana sen Uyumamı bekle gideceksen de Şahitlik etmesin diye Gözlerime kadar çek Ve Ört üstüme bedevî gitmelerini Üşümesin boş kalan yanım Sarılıp çırıl çırıl yalnızlığıma Bağır-zırıl yalvarmalarımı Doldurup kahır basan ağzıma Bir vakit elbet uyanırım Uyanırım elbet kendime Bir Şâir’in kâfiyeleriyle raspalanan Şiirine gömün beni Üstüme Avuç avuç kıygın his şûlesi Sol omuzumda Taşınamayan Ağır memn’û’ bir masal çöküklüğü Sağ sapağımda Gizlime aldığım S’özümde s’akladığım Yaban bir Özne’nin dâr ağacı Murassa Divan’ına kurulmuş Bir Şâir’in Aruz vezniyle H’ece h’ece vurun beni Arkamda Kalmasın gözlerim Öyle bir sergüzeşt-i serzeniş ki bu Adamım Neresinden başlasam susmaya Bilmiyorum |