DevranAşk iksîri yerinde, kırılan bardağ olmuş Yollar çok uzak bize ve Leyla ırağ olmuş Çiçek açmış kalbimiz, gönül lâle-bağ olmuş Ahd ü peymânımız var unutmak yasağ olmuş Fuzûli burçlarında geçen gençliğimdir vah Vahâ sandığım ömür serâpâ serapmış âh Hüznâşina sarı simâ, gönül hümâ, baht siyah Mecnun bir çorak çölde yanmış ve çerağ olmuş Dağlar ardı çağ gören ankâ, hümâ ve hüdhüd Hıta serâser amber ve kaf dağları zümrüt Hüzün kulübesinde Yusuf’u bekler, umut Ya’kub beyt-ül hazen’de kurumuş yaprağ olmuş Billur köşkte meskûndur, gözden ıraktır Ferhat Bugün rivâyettir ol fî tarihli hikâyet Bu çağ bıçak yarası ve göz yara-sa heyhat Bu çağ sinede dâğ dâğ açmış ve firağ olmuş Ne Sabâ var bugün ne Asâf bilen Süleyman İnce bıçak ucu çağ, hicran kalbüzre vuran Gülşen külhan, yürek hûn, aç kart kurt köhne devrân Dehr-i dûn yol üzeri üç günlük konağ olmuş |