YÜREKTE SAKLI EN DERİN YARA...
Mizacımım yoksunluğunda uçuşan
Sevgi öbeği kımıltılara haiz şu benliğimin Her zerresinde sakladığım bir düşün kim bilir Kaçıncı evresi yudumlarken usul usul ve ağlarken gizli gizli. Saklı beyanatlarımı sunuyorum birer birer Okumayacağını bilsem de. Kırık bir penayım yeri geldi mi paramparça Yoksunluğunda demlenip de hüzne boyandığım Asılsız gölgelerin Nazarında bir çiy tanesi, Yola dökmüşüm de yola gelmemişim Susmuşum da girizgâhında hikâyenin Eşlik etmemişsin. Ne gam sevgili, Doyamazken aşka varsın satılsın duygular bitpazarında Elbet satarım ben de eskileri devrik günlerin hükmünde Kayarken ayağımın altındaki zemin. Varsıl bir ömür benimki hatta hengâme Tüm yetisizliğim nazarında külfet bildiğin. Konuşlandığım şu izbelerde görmezden geldiğin En sefil en pejmürde ve kılıksız bir derviş Ağırlarken gönül dostlarını bağrında; Sığdıramadığım ne çok duygu ne çok yarım tümce Iskaladığım ve tefekkürü nimet bildiğim. Yalın ve yalansız hangi aşk kaldı da Zimmetliyiz evrene o kilidi kırıp da buyur edemezken Aşkı, sevgiyi. Bilumum yalıtılmışlığımızda saklı rüyalar iken Yaşattığımız yaşamaya doymadan sona eren Kaçıncı hikâye kim bilir. Damıttığım şu hüznü pelesenk yaptım bir kez Bir kere bile bakmadın yüzüne bilinmezliği Hor görüp sığındığın Sığdıramadığım yere göğe. Neye delalet ise Ne kaderin cilvesi Ne hükümsüz bir yaradılış Nazarında değmeyeceğini bildiğim Kaçıncı yok oluş. Bilirim beyhude bir düş benimki Körelirken zaman ve mekân Kaçtığım ne varsa Hatta sen belki de en korkutucu rüya Serzenişi hak etmesem de Yürekte saklı inan ki en derin yara: Ses etmem bu yüzden Ne gelir elden, demek kadar hicap duyduğum Sen dilediğini söyle. |