Çıplak ayaklı koca dev
Çıplak ayaklı koca bir dev,
Çakıl taşlarının üzerinde kaybettiği yüreğini arıyordu. Bir kaç gecedir korkuya kapılmıştı, Herkese yalan söylüyor amma yüzü kızarmıyordu. Geceleri sırtını sokak lambalarını yaslayıp, Asfalta düşen ışıkta,uçuşan kelebekleri sayıyordu. Gülüyordu, Sonra, Ölen kelebekleri avuçlayıp ardından ağlıyordu, Yine hüzünleniyordu. Arabaların siren sesleri eşiliğinde, O koşuyordu yol ortasında, Göz yaşları,yer çekimine dayanamayıp düşüyordu toprağa, Çıplak ayaklı koca dev,geri dönmek istiyordu masallarına. Ona göre bu dünya acımasızdı, İnsanları yalancıydı,o kelebekler için bile ağlarken, Ademden olanlar,tabiata karşı saygısızdı, Yüreğini buldu bir gece,dolunay başından geçerken. Geçti sudan yansımasının karşısına, Yüzüne dokundu uzun tırnaklı parmaklarıyla, Su da gördüğü yüzü, Her suya dokunduğunda şekil değiştiriyordu, Bu çok hoşuna gitti, Çünkü gülümsedikçe güzelleşiyordu, O kocaman bedeninde ki minicik yüreğini hatırlıyordu. Kış gelmeden,kar yağmadan, Koca ayaklı dev masalarına geri döndü. Bu dünyayı hiç sevmemişti, Soğuktan korktu,zira yaz ortasında bile üşüyordu, Hatırladı yanız ve şehirli dostlarını, Geceleri karton üzerinde uyuyordu. Bu dünya ona ne ana ne de baba olamazdı, Çünkü bu dünya kendi çocuğuna bile sahip çıkmıyordu. Vagif Seyyah Hüseynov |