uyanışzaman kendi içinde kayıp bir ülke pusulam şaşkın yollarım sisli tıp kı gözlerim gibi… meçhul adımlarla yürüyorum karanlığa iz taşıyan her acıya diz çöküyorum içimde karıncalar bile terk etmiş dualarımın bereketini belki şafakları firarda hayalcisi bile olmayan kırık bir sallanan sandalyeyim ya da ahşap gülüşü olmayan bir salıncağım belki de çocukluk düşlerim sorgusuz sualsiz çarmıha gerilmiş belli ki içimde oyuncak askerleri olmayan bir savaş var ve bir bir ölüyor içimdeki renkleri vurulmuş uçurtmalarım gözlerim kapalı bir uyanış resmediyorum toprak kokuyor saçlarımın yağmurları ormanlar içiyorum kana kana gelincikler serpiyorum ovalarıma gümüş derelerde sektiriyorum çocukluğumu yaban balları ile sıvazlıyorum dudaklarımı çiy taneleri kirpiklerimde nefesim ise Annem kokuyor. ilhanaşıcı/eylülikibinonbeş |
Selam ve dua ile...