nizambenim korkum ıslık çalmasındandır karşıdaki dağların hani,güneşte yakarken elimdeki çöpü dalgalanır diye şavkı üstelik körelmişken bütün akşamüstleri bir fırsatını bulup yusam arındırsam diyorum aşkı yamaçları ateşe vermekte kolay gün ışığı kadar olmasa da eşkiyayız,elimiz martin tutar alaz’lara boğmak gavur geçitlerini,bir tetik düşümüne bakar bir de,alatavşanlar ürkerse koyaklarda korkumdur, perem perem olursa kızıl yavrular ekmeğini yemişiz piç bekir’in ırgatları yabanda akşam ileri,herbiri bir çalının dibinde kör uykularda ikicanlı çoğu gelinleri,kızanlarının ellerinde daha eskerlik kınaları nerden düştüyse aklımıza şimdi bu kirli sevdalar yankılanmaz mı karşı kayalar,zehir olmaz mı umutlara yatılan rüyalar aklımıza düşer miydi, çiğdeme geldiğimiz tepelerde yurdumuza el olmak öğütlerin bir gelir bir gider koçero,hint ipliğinde yaşamak kanına girsem diyorum bu ahlatın dibinde büyümüşlüğümün her devr-i cefa bizim yükümüz,bir can-ı ademe suç mu bu kadar aydınlanmak benim korkum,ellisinde çocukluğum kasım |