Başlarken Ve Biterken
Başlarken Ve Biterken -49
(SELAMÜN ALEYKÜM) Başlarken Selamün Aleyküm diyeceğim Ve söze başlayıp Şu aşağıdaki, şiiri döktüreceğim Yer yarılmış, harç karılmış, dost darılmış Masa dağılmış bardak kırılmış Sonrasında seven sevdiğine sarılmış Sular durulmuş, öfke kurumuş Coştukça Coşulmuş Fakir şaşırmış fakir koşmuş Ekmek yokmuş, maya tutmuş Tuz değil insanlık kokmuş Dert çokmuş su yokmuş Namert vurmuş Mert düşmüş Kalk diyen kaldıran yokmuş Dertler dal budak salmış Sarmaşık yanmış sarmaşık dağılmış Bir ihtiyar yere yığılmış İnsan inek gibi sağılmış Ne desem ne söylesem her şey Her yer karmakarışık Oy insanlık, vay insanlık, of insanlık İnsanlık insanlığa muhtaç kalmış Yaraya kül basılmış darağacına insanlık asılmış Kasıntı kasılmış, söz ağza tıkılmış Hayal yıkılmış, israf sınıf atlamış Yanan kavrulan şu insan kalbi Sevginin mayalandığı fırınmış Hakkını arayan dövülmüş Hakkını arayana sövülmüş Davul vurulmuş, zurna çalınmış, gelin alınmış Damat borç batağına salınmış Gökyüzü delinmiş Güzellik sanki bu gelinmiş Nereden nereye gelinmiş Yüzler kaşlar gülerken gerilmiş Emek verilmiş çay demlenmiş Bir kahvenin kırk yıl hatırı var denmiş Neskafe dedikleri bir şey çıkmış Kahveyi yenmiş Umut, Ümit, umutsuzluk, Ümitsizlik Her şey birbirine girmiş Saklanan sırmış hoşgörü gönülde dimdik durmuş Miyav demiş kedi, kardeşliğe durmuş hav demiş köpek Dibekte dövülmüş buğday Çıkmış kepek, kepek İnsan saçında dert Hayvana yem insana ekmek En değerlisi emek harcayarak üretmek Yemek emekle olur yemek olsa o bile para Para sıkıntı, para dert, para namert Cennetin kapısını açacak cimri değil cömert Beddua yok, etme kimseye lanet Hep iyiye, hep güzele, hep, hep doğruya davet Salep içmek var bazen şu kaynamakta ocakta Ocak ayında bu soğukta İçeyim sıcacık şuracıkta Bur da, orda, şurada Bulutta ya da bulutun altında Altın akçe ne fayda verir sağlığın olmadıkça Neye yarar o seni harcadıktan sonra İnsanlık insanlığı aramakta O durakta yok bu durakta yok belki şu durakta Dünya durdukça insan yaşadıkça Felsefe dedikleri nedir ki? Acaba Eritme demiri pamuk ağırlığında Bir potada Bir elmada ya da portakalda Dalmak mı? Acaba Ya denizde ya sandalda Denizin suyuna güneş çarptığında Balıklar çığlık attığında Ağaya takıldığında Ya da Yırtıp çıktığında Sahilde şu garip durduğunda Toprağa bakıyorum Toprak gebe bahara Toprak doğum sancılarında Doğum sancılarına yattığında Bir bebek olup diriltilip kaldırıldığında Ve ağlayarak doğduğunda Yaratan Rabbim nurundan Saçıp bereket olarak Toprağa insana dağıttığında Nimetlerini O zaman insanoğlu Görür gerçeği Çiçek olup serpilen, çınar olup devleşen Şu doğaya ya da insana Allah olduğunu görür Odur Hak Teâlâ’dır her şeye hayat veren Durup düşünmek akılla imanla Güzeller güzeli özeller özeli değil mi? Yitirmek kendini imanda Bir karpuz serinliğinde, bir kavın tatlığında Bir küp derinliğinde Bir su kuyusu derinliğinde düşünmek Bir akasya çiçek açtığında Zerdali meyveye durduğunda Altında dinlenmek Bir köfte, bir tavuk, bir balık Olduğunda mangal yapıp yemek Yemek emek, iş emek, aş emek, şiir, roman emek En güzeli emek harcanan yemek Bir şeyler üretmek en değerli emek Emek harcayarak yemek yemek Diyorum her şey karman karışık olmadan Şiirime son verip buradan kaçıp gide cem Eyvallah deyip Bitirirken size yine Selamün Aleyküm diyecem 13.01.2015/ SALI CAKSU |