Bu ne hal, bu ne gidişat?
Ne seven belli, ne sevilen,
Kim neyin, niçin peşinde,
Kafalar karışık, beyinler durgun,
Gece gündüz çalışırlar,
Beyhude bir gidiş var,
Bedenlerse hep yorgun.

Hani nerde, ne zaman!
Vatan, millet, bayrak aşkı,
Bu mudur ezan dinmesin?
Bu mudur bayrak inmesin?
Bu mudur ocaklar sönmesin?
Bu mudur istikbal, ve istiklal tutkusu.
Görev mi kaçacaksın,
Kavga mı yapacaksın,
Yalan dolan mı, içinde boğulacaksın.

Hayır bu gidişat, gidişat değil,
Yürünecek yol var o belli,
Yürünmesi gereken yer de belli,
Hak ve Batıl var, adresse tam belli.
Sen Hakk yolda yürü, yürüyeceksen,
Batıl mı, bundan sana ne?
Terk eyle hem Şirk’i ve hem de küfrü,
Yazıktır elini, dilini yu,
Olma zelil ve süflü.

Gözler mi kör, kulaklar mı sağır?
Gel, gitme gizli gizli gayri müslimlerle,
Ey Müslüman! Sen Müslümansın,
Toparlan, kendine gel, zinde ol,
Hakk ve hakikat davanda.
Yakışmaz sana asla,
Ne aldanmak ve ne de aldatmak,
Vatan bizim, can bizim, canan bizim,
Oluk oluk akan kan bizim,
"Şehit şüdeheda" hepsi bizim.

Sen, sen ol, asıl ve şanlı yüce Millet!
Yakışır mı söyle, söyle sana hiç bu zillet.
Yapıştı yakana kırım kongo misalı bir illet,
Cesaretli ol, mert ol, korkma sen,
Elbet kesersin onlara,
Dili dillerince bir bilet.

Zaman birlik zamanı,
Zaman beraberlik zamanı,
Düşmasin bu aşk gönüllerden.
Dostunu düşmanı iyi tanı,
Ayaklandı yeniden Haçlı zihniyeti,
Giyindi dağlarda sinsi hilafeti,
Gün be gün işliyor sayısız cinayeti,

Ey Müslüman ey!
Unutma yalnız sanadır, sana,
Hz. Muhammd’in şefaatı,
Ve yine yalnız sanadır,
Hakk’ın lütfi Kerim ve inayeti.



Cemalettin GÜRPINAR