Nasıl gçti zaman anlamadım.
Keskin hasret kokusu sinmiş dört yana..
Avazı çıktığı kadar bağırsa da gün,
Boynu bükük söğüt dalı gönlüm.

Dün duydum görmüşler seni,
En sevdiğim mavi kazağın varmış üstünde.
Başın önünde Ahmat Amca’nın selamından bihaber,
Vazgeçmiş gibi, mahçupça yürüyüp,
Sesi kesmişsin bizi bilenlerden dediler.

Ben aynalara bile bakmıyorum senden gideli,
Ne gözlerimde bir başka göz var,
Ne sesimin çarpttığı başka bir ses..
Ben Ahmet Amca’yı da hiç göremedim bizden sonra..
Ne O’nun deli sevdalıları vardı artık,
Ne de sokağında deli sevdamız.

Ben hala gece ışığında seni kokluyorum,
Ağlamak vakitlerinde dudağımı ısırıp,
Ellerimi sıkıp, sonra zamana sövüyorum..
Sövüyorum da;
O zamanı okşuyorum cama vuran ışıkta.

Yollara atıyorum gözlerimi,
Eski zaman filmlerinin o romantik anı vardır ya;
Aşık adam ansızın beliriverir sokak lambası altında,
Kız camdan sevgiyle bakar, sadece bakarlar...

Sabrındayım;
Zamanın sabrında,
Senin sabrında,
Özlemenin sabrında,
Ahmet Amca’nın sokağından geçen,
Bizli zamanların sabrındayım...

Sabrında mısın ?



deepmirror