CENNETİN NURUNDA ŞEHADET ŞERBETİ İÇTİK!..gardaş biliyor musun ben öksüz büyüdüm köyümde anamdı babamda, beni doyurup büyüten fakirliğin gözyaşları ile hemhal oldum yaşadıkca kışın sobada yakacak odunumuz yokken anam ninniler söyleyerek kucağında ısıttı tenimi saçlarımda gezindi elleri uykusuz güneşler doğmadı sabahlarımıza kimseziliğimizde.. soframızda bulamaç sabah kahvaltımızdı bizim havyarlı sofralar zaten ecnebiydi bize viskiler boğazın serin sularına baktıkça yudumlanırdı bir de adına eşitlik, özgürlük falan filan derlerdi bulgur pilavının yanında içeceğimiz ayrandı nerdeee pabyon kravat, asiri işlik, jilet takım elbise urbalarım üç yerinden yamalıydı, pamuçlarım kara lastik!.. ne zaman ölemem gerektiğini beyler karar verirdi paramız yok ya! ölümü satın alamazdık ki ver onsekiz bini, birde yandan çarkılı rapor al sıra sıra dizilsinler gemicikler, paracıklar anam başıma ve sağ elime kına yakıp yolladı askere vatan cephesinde nöbet tuttum uykusuz gecelerimde faişeler, pezevenkler, hainler rahat alem yapsın diye... bir kızı sevmiştim; şeker mi şeker, yüreğimin prensesi köyümden ayrılırken bir fotoğrafı koynumda saklı ölüm kusan zemherilerde baktıkça yüreğimi alevlendiren aşkına şiirler yazıp, türküler yaktığım gül kokulum kokulu mektuplarını her gece öpüp okşadığım Tülay’ım diye sabahlara dek gözlerime perçinlediğim karasevdamın vuslatına şafaklar saymışlığım vardı benim!.. ’Gel tezkere’ türküsünü dinleye dinleye onbeş günüm kalmıştı yare kavuşmanın hayallerini kurardım umutla kuş olup uçmak isterdim sevdamın kollarına buselerimizle mutluluğun adını yazacaktık birlikte destanlaşacaktık bir ömür yürekten sevmenin hazzı ile lakin bir akşam vakti görev aşkına kışladan çıktık kardeş türküler söyleyip giderken asker yodaşlarımla kahpe tuzaklara yenik dütük, cennetin nurunda şehadet içtik!.. Zafer Direniş ... 11 Eylül 2015 Cuma 21.55 Lahey |