güzyaşıyıllardan sonbahar aylardan hüzün günüm gece dünüm gibi... bir eylül düşer ellerime gözlerin kadar gün ve hüzün bir yaprak düşer güzün her rengiyle toprağa ağaçlar utanır çıplaklığından dallar köklerine sarılır sımsıkı üşür üşür ışığına sarılmış ateş böceklerim ben gibi benim gibi bir güzyaşı düşer güzün her rengiyle toprağa kuraklığım utanır yalnızlığımdan ve ben çıtırdayan kuru bir dalın sesi ve gölgelerimle konuşan yalnızlığımın izi olurum hüzün yamalı gecelerimde … asmayın yüzünüzü be bulutlar uzatın yağmur ellerinizi ellerime ben boş verdim sizde boş verin güneşi aldırmayın yokluğuna belki güneş ötesi başka bir nefes belki de başka bir yaşam telaşı vardır içimde … yokluğun düşer yüreğime ve ben her güzyaşımda boğarım eylül kırıklarını boğulurum kızıl mahzenlerimde bir soğuk nefes düşer tenime bir elimde kurşun bir elimde elveda... bil ki sevgili beyaz ilk defa sana hiç yakışmadı bize yakışmadığı gibi… ilhanaşıcı/eylülikibinonbeş |