BU SON DANSINBulutlardan öğrendim çoktandır Ne vakit düşeceğini yağmur tanelerinin Büyük bir hışımla… Tipinin ne zaman geleceğini Fırtınanın… Ne zaman kabaracağını denizin… Ve ne zaman batacağını kırık dökük Yürek sandalımın Kürekleri kırılmış…. Yapraklardan öğrendim Umudun yeşilini Kırmızısını gülün Sarısını papatyanın…. Hüzünle eylül aylarında Gazel olacağını kimi zaman yollarda Kimi zaman sessiz sedasız yatan Bir mezarın üstünde…. Gözlerinden öğrendim Yürek merdivenlerinden çıkmasını da Bulutların üstüne Düşmesini de bir bakışla… Neler dediğini konuşmadan Kelimeler düşmeden dilinden… Yanağımdan düşen damlaları inadına sakladım Kirpik uçlarımda… Senden habersiz Kimbilir kaç gece… Kimbilir kaç geceler… Ah sonu gelmez heceler… Sonu gelmez heceler… Ellerinden öğrendim Yüreğinde kaynayan volkanların sıcaklığını Sonra buzullara düştüm yokluklarında Dokunsam yanacaktım Tutmasam üşüyecek…. Şansım hep kıştan yana bu günlerde Hep buzullarda bıraktım ayak izlerimi Yürürken yalpalaya yalpalaya… Sarılmandan öğrendim… Serçe yüreğimin kanat çırpmalarını Sevinçten… Gelişinde bayram yerine dönen Avuçlarının arasında aldığın yüreğim Küçücük dal parçasında dururken Ha düştüm ha düşeceğim korkusunu atarak … Gözlerin bakmasın varsın Kelimeler çıkmasın gün yüzüne Ellerin ah o ellerin uzanmasın Sarılma istersen… Adım gibi eminim Gecenin soğuk Ateşin sıcak Yağmurun ıslak olduğunu bilecek kadar Bu son dansın benimle Biliyorum… Kıyamam sana.. İstersen gelme… Ali ALTINLI – 10/09/2015 Saat: 15:09 |